YGS Türkçe Deneme Sınavı-55

1. "Montaigne'in düşünceleri yanlış —-"

Bu cümle aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanırsa, yazarın "Montaigne'in düşüncelerine katılmadığı halde onları beğendiği" anlamı çıkar?

A) ama ilgi çekici

B) üstelik saçma

C) en azından bu çağın gerçeklerine uymuyor

D) belki de bize öyle geliyor

E) fakat belki ilk ortaya çıktığında önemliydi

 

2. Ellerimizle neler söylemeyiz? İsteriz, söz veririz, çağırırız, yol veririz, korkuturuz, yalvarırız, beğeniriz, kızdırırız, daha neler neler… Ellerimiz bazı durumlarda iyi konuşurlar, dille yarışacak kadar.

Altı çizili bölümün cümleye kattığı anlam aşağıdakileri hangisinde vardır?

A) Kuş, suyu damla damla içer.

B) İnsan gülünce güzelleşir.

C) Bülbül ötmeden duramazmış.

D) Çocuklarını ölürcesine severdi.

E) Can, kafesten kuş gibi uçuverir.

 

3. Aile çevremde şiirle, edebiyatla ilgilenen hiç kimse yoktu. Kendi halime bırakılmıştım, birtakım doğruları el yordamıyla keşfettim.

"El yordamıyla" sözü aşağıdaki cümlelerden hangisinde geçen altı çizili bölümle yakın anlamlı değildir?

A) Bir sanatçı olarak kendi çabalarımla bir şeyler ortaya koyuyorum.

B) Kimsenin yardımı olmadan, kendimi edebiyat dünyasının içinde buldum.

C) Deneme yanılma yoluyla elde ettiğim sonuçlar, beni daha mutlu ediyor.

D) Şiirin inceliklerini hep kendi kendime öğrenmeye çalışıyorum.

E) Ben usta çırak geleneğiyle yetiştiğim için sanatıma güvenirim.

 

4. Sokrates'e birisi için, yıllar onu hiç değiştirmedi, demişler. O da: Gayet doğal, insan hiçbir zaman kendisinden kurtulamaz, demiş.

Aşağıdaki yargılardan hangisi Sokrates'in sözü ile anlamca aynı doğrultudadır?

A) İnsanı canlı tutan hatıralardır.

B) İnsan, yedisinde ne ise yetmişinde de odur.

C) İnsanı yıllar değil, bir ince söz yıkar.

D) Zamanın eskittiğini hiç kimse yenileyemez.

E) Kendini yenileyemeyen insan, zamana yenik düşer.

 

5. – Nedim'in başkalarına benzemeyen kendine özgü bir söyleyişi vardır.

– Her olaydan sonra döner kendime bakarım, nerede yanlış yaptım diye.

– Düşüncenin gelişmesi, bir cevizin, dalında günden güne dolup olgunlaşmasına benzer.

– Yazdıklarım, kişisel görüşlerim değildir; belgelerle kanıtlanabilir şeylerdir.

Aşağıdaki kavramlardan hangisi ile ilgili bir cümle yukarıda yoktur?

A) Somutlama

B) Özeleştiri

C) Karşılaştırma

D) Nesnellik

E) Özgünlük

 

6. I. Benim yazılarım, yaşamı yansıtan bir aynadır.

II. Her olay, benim yorumumla zenginleşerek yazıya dönüşür.

III. Karşılaştığım olayları hiç değiştirmeden köşemde yazarım.

IV. Düşündüklerimi ve düşlerimi günlüklerimde bulabilirsiniz.

Numaralanmış cümlelerden hangi ikisi anlamca aynı doğrultudadır?

A) I – II   B) I – IV   C) II – III   D) I – III   E) II – IV 

 

7. Duyduğu, düşündüğü, yaşadığı gibi yazar. (I) Anlattıkları yalnız gördükleri değildir; gördükleriyle birlikte kendi içinde duyduklarını, yaşattıklarını da anlatır ustalıkla. (II) Önce gözlemlerini özümser, yoğurur. (III) Ölümsüz öyküleri bu özümsemeden sonra bir yaşam türküsü, bir yaşam kesiti olarak çıkar ortaya. (IV) Öykülerindeki insanlar aramızdadır, her yerde görebiliriz onları; adım başı karşılaşırız onun insanlarıyla. (V) İşte bak, şu elleri cebinde ıslık çala çala yürüyen adam onun kahramanlarından biri.

Bu parçayı ikiye bölmek gerekirse, ikinci paragrafı hangi cümleyle başlatmak uygun olur?

A) I.   B) II.   C) III.   D) IV.   E) V.

 

8. – Elbette hepsinden etkilenmişimdir. Her yazarın insanı etkileyen ayrı bir yanı vardır. Bu nedenle anlatım kimliğinin oluşmasında çok sanatçıdan etkilenmeyi doğal, hatta gerekli buluyorum. Önemli olan, bütün bu etkilenmelerden sonra kişinin kendine dönmesi, kendi üslubunu bulabilmesidir. Etkilenme sürecinin sonunda beni kendimle buluşturan Andre Gide olmuştur.

Bu parça, aşağıdaki sorulardan hangisinin karşılığı olabilir?

A) Anlatımınızı oluştururken okuduğunuz yazarlardan etkilendiniz mi?

B) Etkilendiğiniz sanatçılar var mı?

C) Bir yazarın, başkalarından etkilenmesini nasıl buluyorsunuz?

D) Etkilenme, sanatçının kendi üslubunu oluşturmasına yardımcı olur mu?

E) Andre Gide'den etkilendiniz mi?

 

9. Çocukken babamın kitaplığından "Denemeler" çevirisinin perişan bir cildi kalmıştı. Seneler sonra, kolejden çıkışımda bu cildi okudum ve ötekilerini arayıp buldum. Bu kitapla ne büyük haz ve hayranlık saatleri geçirdiğimi hatırlıyorum. Bu kitabı, yaşadığım başka bir hayatta yazmışım gibi geliyor bana, Bana, benim düşüncemi, benim hayat tecrübemi söylüyordu sanki.

Yazarın parçada anlatmak istediğini en iyi özetleyen yargı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bana büyük haz veren kitapların başında Denemeler gelir.

B) Denemeler'de gördüğüm her şeyi kendimde buluyorum.

C) Babadan kalma eserlerin, benim için ayrı bir değeri vardır.

D) Bazı kitapların değerini şimdi yeni yeni anlıyorum.

E) En büyük arzum deneme türünde yazılar yazmaktır.

 

10. Sait Faik'in İstanbul'a bakışı bitimsizdir. İstanbul tüm yaşamıyla kuşatmıştır Saik Faik'i ve öykülerini. Bir insan gibi anlatır İstanbul'u. Canlıdır; elimizi uzatsak dokunacak gibiyizdir. Koklasak İstanbul'u duyarız. Parmaklarımızla köprüye dokunmuş gibi oluruz. Alır, Burgaz'dan baktırır bizi İstanbul'a. Bir kıyı meyhanesine gireriz onunla birlikte. Kıyıdan, vapurdan, köprüden gördüğü hep İstanbul'dur. Beyoğlu, Dolapdere, Kumkapı; satıcılar, simitçiler boyacılar… Kısacası —-                                            

Paragrafın sonuna getirilebilecek en uygun cümle hangisidir?

A) İstanbul'a hayran kalmaması mümkün değildi Sait Faik'in.

B) çoğu zaman sizi bilmediğiniz semtlere götürür Sait Faik.

C) yalnız İstanbul'dan oluşan dar bir dünyası vardır onun.

D) İstanbul, tüm canlılığıyla yaşamaktadır onun öykülerinde.

E) her meslek sahibini bulabilirsiniz onun öykülerinde.

 

11. Yaşlandım (I) Gözlerim etrafı pek seçmiyor (II) Bundan sonra bir ofiste, sadece müşteri telefonlarına bakabilirim (III) Hiç olmazsa kira parasını karşılarım (IV) Benden bu kadar, ne diyeyim (V)

Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine, ötekilerden farklı bir noktalama işareti konulmalıdır?

A) I.   B) II.   C) III.   D) IV.   E) V.

 

12. Toplumcu şiir bir kalkınma planlaması öneren şiir değil bence. İster toplumcu olsun ister bireyci; şiir, ağıdını yaktığı, yakındığı, içerlediği durumun çözümünü kesin söylemez, bir teşkilât raporundaki gibi belirtmez. Pratik ve uygulama şiirin dışındadır. Çünkü bir duyarlığa davet, bir duyurma, bir belirlemedir şiir. Duyurur, bir durumu tespit eder; şairine göre değişir bu tespitler. Sadece şiirde değil tüm sanat ve edebiyatta durum böyledir.

Parçaya göre sanat ve edebiyatın görevi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Toplumla bireyi barıştırır, kaynaştırır.

B) Duyurur, düşündürür ve saptama yapar.

C) Şiiri, pratik ve uygulamanın dışında tutar.

D) Yakındığı konularla ilgili çözümler önerir. 

E) Şiiri, kalkınma aracı olmaktan kurtarır.

 

13. Alaca karanlıkta görünmeyen (I), kuşlar sesleriyle sokağı doldurmuştu. Tophane'den esen rüzgâr mı yalıyor yüzümü, deniz mi (II)? Köşedeki kahvecinin sesi, çay bardaklarından tüten duman (III), ve bir türkü (IV), yeni başlayan günü müjdeliyor. Yol kenarına dizilmeye başlayan sebze arabalarında aktı yeşilli (V), karnabaharlar, lahanalar, pırasalar (V)…

Yukarıdaki parçada numaralanmış yerlerden hangilerindeki noktalama işaretleri yanlış kullanılmıştır?

A) I – IV – V   B) III – IV – VI   C) I – III – V   D) II – IV – VI   E) I – V – VI

 

14. Okuyucu! Bu kitapta yalan dolan yok. Sana baştan söyleyeyim ki, ben burada yakınlarım ve kendim dışında hiçbir amaç gütmedim. Sana hizmet etmek yahut kendime ün sağlamak hiç aklımdan geçmedi. Kendimi herkese beğendirmek niyetinde de değilim. İstedim ki, yakınlarım beni kaybettiği zaman -ki pek yakındır- hakkımda bildikleri daha etraflı ve daha canlı olsun. Kendimi her günkü halimle, olduğum gibi anlatıyorum.

Bu parçanın yazarı ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi doğru değildir?

A) Okuyucuya seslenerek kitabı hakkında bilgi vermektedir.

B) Okuyucuya yararlı olma istek ve çabası içindedir.

C) Konuşma havası içinde, içten bir anlatımı vardır.

D) Kitabında kendisini gösterişsiz, doğal haliyle anlatmaktadır.

E) Kitabı sayesinde ün sağlamak, kendini beğendirmek gibi bir amacı yoktur.

 

15. Davranış biçimlerinin toplumlara göre değişen anlamları vardır: Biz kulaklarımızı süs için deleriz. Yunanlılarda ise kulakların delinmesi kölelik belirtisidir. Biz sevgimizi sevdiklerimizle gizli gizli paylaşırız; Amerika yerlileriyse bu işi uluorta yaparlarmış. İskitler yabancıları tapınaklarında kurban ederlermiş, başka kavimlerde ise tapınağa girene dokunulmaz.

Bu parçanın ana fikri aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bireyin davranışlarını o toplumun kültürü belirler.

B) Davranış ve eylemlerin anlamı toplumlara ve kültürlere göre değişir.

C) Davranışlar, kültüre bağlı olarak zaman içinde değişir.

D) Toplumun kültürü, bireyin davranışlarını biçimlendiren yasalar gibidir.

E) Bireyler, kendi kültürleriyle çelişen davranışlar sergilememelidir.

 

16. I. Günün birinde gökyüzünde güz mevsiminde artık uçan kuşları göremeyeceksiniz.

II. Dünya değişiyor dostlarım.

III. O gün yol kenarında toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz.

IV. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük; çocuklar, sizin için kötü olacak.

V. Benden söylemesi…

Numaralanmış cümlelerden anlamlı bir paragraf oluşturmak için, cümleler aşağıdakilerden hangisine göre sıralanmalıdır?

A) I – II – III – IV – V

B) II – III -I – IV – V

C) I – III – IV – II – V

D) II – I – III – IV – V

E) IV – V – III – II – I

 

17. Ey Türk Gençliği!

(I) Birinci vazifen Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. (II) Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. (III) Bu temel senin en kıymetli hazinendir…. (IV) Bir gün istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin ahval ve şerâitini düşünmeyeceksin. (V) Bu ahval ve şerâit çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir.

Numaralanmış cümlelerden hangi ikisi yüklemine göre diğerlerinden farklıdır?

A) I – IV   B) IV – V   C) III – IV   D) II – V   E) I – V 

 

18. (I)Bilgisi her (II)güçlüğü aşmaya yetiyordu. Ne (III)başarıya doyduğunu ne de umutsuz olduğunu gördüm. Ona yaşama gücü veren (IV)içinde taşıdığı (V)ışıktı.

Altı çizili sözcüklerden hangisi, yapısı bakımından ötekilerden farklıdır?

A) I.   B) II.   C) III.   D) IV.   E) V.

 

19. Sanatçı içinde yaşadığı topluma karşı bazı görevleri olduğunu düşünmeli; sanatını sade güzele değil, iyi ve faydalıya da yöneltmelidir. Güzel, çok vakit iyinin içindedir, Toplumun gerçeklerini görmezden gelerek kendi renkleriyle yetinen bir sanatkâr çevresini daraltmış, seslenme yeteneğini azaltmış olur. Sanatçı, bozuk düzen bir toplum kaosuna müdahalelerde bulunmazsa, onu elinden geldiği kadar düzeltmekten yüksünürse bireysel, yetersiz bir sanata saplanır kalır.

Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi sanatçıdan beklenmez?

A) İçinde yaşadığı topluma karşı kendini sorumlu hissetmek

B) Kendi kabuğundan çıkıp toplumun her kesimine seslenebilmek

C) Toplumdaki aksaklıkları düzeltme çabası göstermek

D) Sanatını toplum yararına kullanmak

E) Sanatını geliştirmesine katkı sağlamayan hiçbir konuyla ilgilenmemek

 

20. Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor.

Bu şehir (I)o (II)eski İstanbul mudur?

Karanlıkta bulutlar parçalanıyor

Sokak lambaları (III)birden yanıyor

Kaldırımlarda yağmur kokusu

Numaralanmış sözcüklerin türleri, aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla doğru olarak verilmiştir?

A) işaret zamiri – niteleme sıfatı – zarf

B) İşaret sıfatı – belgisiz sıfat – zarf

C) Kişi zamiri – niteleme sıfatı – belgisiz sıfat

D) İşaret sıfatı – niteleme sıfatı – zarf

E) İşaret sıfatı – niteleme sıfatı – isim

 

21. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde altı çizili sözcük birden fazla yapım eki almıştır?

A) Sevgilim güvenme güzelliğine.

B) Varsın bir yudum su veren olmasın.

C) Mızrakları göğü yırtan atlılar koşuyor.

D) Suları pırıl pırıl, rüzgârı mis kokulu.

E) Geçtik yabancı gibi yakınından Rodos'un.

 

22. Doğru düzgün Türkçe öğrenmesi için öğrenciyi gazeteye alıştırmalı; herhangi bir gazeteye, evine hangi gazete giriyorsa. Özel gazeteler almaya herkesin parası yoktur. Kompozisyon dersleri, kısa bir gazete haberi üzerinde uygulamalarla yürütülebilir. Haber genişletilir, cümleler "düşünce" ekseninde yeni yeni kalıplara dökülür, özü koruyarak değişik biçimlerde yeni cümleler yapılır. Örneklemelerle halkalar suda genişler. Bu işe tek gazete, bir gazetenin eski bir nüshası bile yeter.

Parçaya göre aşağıdakilerden hangisi Türkçenin doğru öğrenilmesine katkı sağlayacak etkinliklerden değildir?

A) Öğrenciyi gazete okumaya alıştırmak

B) Kompozisyon derslerini, bir gazete haberi üzerinde uygulamalı olarak yapmak

C) Bir gazete haberini değişik cümle kalıplarına dökebilmek

D) Bir gazete haberindeki düşünceyi farklı cümlelerle ifade edebilmek

E) Gazetelerdeki köşe yazılarına benzeyen yazılar yazmaya çalışmak

 

23. Şiir yazma hevesiyle ilk denemelerini yazan bir genç, önce ustaların şiirleri üzerinde dikkatle çalışmalıdır. Onların başarısını sağlayan öğeleri araştırırsa ve işi sadece duyguya bırakmazsa o zaman şiiri gitgide güçlenir, Biz zannediyoruz ki, şiir yalnız duygudur. Yok öyle şey. Şiir işçiliktir. Şiir yazacak gençler şiir yazmaya başladı mı, dört dizelik şiiri en az yirmi-otuz kere elden geçirecek, bekletecek, dinlendirip olgunlaştıracaktır.

Parçaya göre aşağıdakilerden hangisi genç şairlere verilen öğütlerden değildir?

A) Büyük sanatçıların şiirlerini inceleyip, onlar üzerinde çalışmak

B) Şiiri, sadece duygulara yaslandırmamak

C) Sanata, büyük şairlerin eserlerine benzer şiirler yazmakla başlamak

D) Şiirinin gelişmesine katkıda bulunacak ayrıntıları araştırmak

E) Yazdığı şiirleri defalarca elden geçirip, düzeltmek

 

24. (I) Emile Zola, bir apartmanın en üst katında tek bir odacıkta otururmuş. (II) Taşradaki ailesinin arada sırada gönderdiği zeytinyağına ekmek banarak ancak karnını doyurabilirmiş. (III) Ve hatta kendine yaptığı bir okla, penceresinin önünden geçen serçe kuşlarını gözler ve onları vurabilirse et yüzü görebil irin iş. (IV) Sahip olduğu tek kat elbiseyi, eskimesin diye, odasına girer girmez çıkarırmış. (V) Üzerine ya eskiler giyer ya da odada yarı çıplak dolaşırmış.

Numaralanmış cümlelerin hangisinde eylemin nedeni de belirtilmiştir?

A) V.   B) IV.   C) III.   D) II.   E) I.

 

25. Bir zamanlar bu sokağın bütün evleri ahşaptı. Şimdi onların boşluklarına yerleşmiş apartmanların soğuk yüzlerinde, kaybolmuş evlerin ruhlarını arıyorum. Kapıların önüne kilim serip oturmuş, iç çeken, gülen, kahve içen, yıldızlara doğru sigarasının dumanını savuran bir sürü insan geçiyor gözümün önünden. İnsanları geçtim, geçilmez ya, eski sokağın kedilerini bile arıyorum. Parke taşları bile eskisi kadar anlamlı değil şimdi. Bir çınar vardı ki, ona da kıymışlar…

Parçada egemen olan duygu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Geçmişe özlem     

B) Zamandan şikâyet

C) Yaşamdan usanma           

D) Doğa sevgisi

E) Sıla hasreti

 

26. Eleştirmenin yargısına nasıl inanırım? Benim gibi bir adam değil ki o! Ben kitabı zevkim için, eğlenmek için okuyorum; o ise, okumayı kendine bir uğraş edinmiş. Kendisi de farkına varmadan benliğine yeni bir şey katmak için okumuyor; bir iş görmek, belki de para kazanmak için okuyor. Önünde bir sürü kitap var, hepsini okuyacak hem de çabuk okuyup her birinin değerini bildirecek.

Bu parçada yazar, aşağıdakilerin hangisi üzerinde durmaktadır?

A) Eleştirmenin işinin, yazardan daha zor olduğu

B) Eleştirmenin yargılarına niçin güvenmediği

C) Eleştirmenliğin yazarlığa göre daha az önemli bir iş olduğu

D) Eleştirmenin sanat ortamına bir katkısının olmadığı

E) Eleştirmenin, sanattan önce geçimini sağlamayı düşündüğü

 

27. "Sanatı ebediyen tazeleştiren kaynaklardan biri, insanla olan derin ilgisidir." cümlesine anlamca en yakın cümle aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kalıcı eser vermek isteyen kişi insanın sürekli değişen yaşamını konu edinmelidir.

B) İnsana ait duygu ve konuları ele alması, sanat yapıtının sürekli canlı kalmasını sağlar.

C) Başarılı her eserin asırlarca canlı kalması doğaldır.

D) İnsandan kopuk bir edebiyatın okuyuculardan ilgi görmesi olanaksızdır.

E) Edebiyat ve sanatta başarı, eserde işlenen konuya bağlıdır.

 

28. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu yoktur?

A) Fuarı gezdikten sonra, mutlaka sizi ziyaret edebilirim.

B) Gazetedeki köşemde okuyuculara şiir kitaplarını tanıştırıyorum.

C) Size olan borcumun miktarını ve zamanını bildirir misiniz?

D) Derse gelmeyenleri, imzamla birlikte deftere yazıyorum.

E) Güne, sıcak bir çorbayla başlamak ne güzeldir.

 

29. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu yoktur

A) Kliniğimizde grip ve diğer aşılar yapılmaktadır.

B) Kırlardan topladığım çiçekleri öğretmenimin masasına bıraktım.

C) Komşumuz Necmi Bey, onarım ve tamir işleriyle de ilgileniyor.

D) Burada her şey çok düzenli, en küçük bir gecikme de dahil özür dileniyor.

E) Telefonla konuştuktan sonra kapatmayı unutmuşum. 

 

30. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde, altı çizili sözcüğün yanlış kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır?

A) O çocukların, karmaşa çıkarmak niyetiyle geldikleri belliydi.

B) Ben, aklımın ermediği karışık işlere asla girmem.

C) Saçı sakalı birbirine karışmış pejmürde kılıklı bir adamla çıkageldi.

D) Bu konu biraz karmaşık, üzerinde biraz düşünmeliyim.

E) Çocuğun kafası karmakarışık, bence biraz dinlenmeye ihtiyacı var.

 

31. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde sıfat tamlaması, özne göreviyle kullanılmıştır?

A) İhtiyar kadın, gün doğalı beri pencereden dışarıyı seyrediyordu.

B) Ziyaret saati dolunca kat sorumlusu bütün ziyaretçileri dışarı çıkardı.

C) Kışın soğuk günlerinden sonra, ilkbahar yüzünü göstermeye başlamıştı.

D) Geceleyin tenhalaşan sokakları, gündüzleri tekrar kalabalıklar işgal ediyordu.

E) İnsanlar, anlaşılmaz bir telaş içinde sabahtan akşama koşturuyorlardı.

 

32. Sinemanın saltanat yıllarıydı; yazlık, kışlık olmak üzere İstanbul'un hemen her semtinde bir yığın sinema vardı. Bizim semtlerde kadınlar için acıklı filmler, erkekler için Amerikan kovboy filmleri revaçtaydı. Tabii erkek çocuklar da çocuk filmi pek olmadığı için kovboy filmlerini izliyorlardı. Yaz gecelerinde akşam olunca bütün aile, haftanın belli günlerinde sinemaya giderdi. Sinemaların girişinde kuru yemiş satıcıları hazır beklerdi.

Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Anlatılanlar anılara dayandırılmıştır.

B) Öyküleme tekniğine yer verilmiştir.

C) Öznel anlatım tarzı benimsenmiştir.

D) Bazı kavramlar açıklanmıştır.

E) Kurallı cümleler kullanılmıştır.

 

33. Hançerlioğlu'nun ikinci romanı "Büyük Balıklar", belli bir kişinin veya o kişiyi saran çevrenin değil, yaşanan günün bir fotoğrafıdır.

Altı çizili bölümün anlamı aşağıdaki cümlelerin hangisinde vardır?

A) Yazılarımda sürekli iyiyi ve güzeli öne çıkarırım.

B) Ben günlük yaşamı, yazılarıma olduğu gibi aktarırım.

C) Köy kökenli bir yazar olmama karşın, şehirdeki bireylerin sorunlarıyla ilgilenirim.

D) İnsanın içinde bulunduğu çevre, yazılarımda basit bir ayrıntıdır.

E) Yazılarımdaki kişilerin karakterleri yoktur, onların karakterini ben çizerim.

 

34. Eleştirmenin işini sevmesi gereklidir, ama eseri sevmesi her zaman gerekli değildir. Eleştirmen sevmediği bir eseri de eleştirebilir. Eleştiride sevgi esas alınırsa eleştirmen hep sevdiği eserleri eleştirmek ya da eleştirdiklerini hep sevmek zorunda kalır. Oysa, eleştirmen sevdiği eserlerin yanında sevmediklerini de incelemek zorundadır. Bunun tersini savunmak hem eleştirinin alanını hem de eleştirmenin özgürlüğünü daraltır. Daha da kötüsü, yalnızca sevdiklerini değerlendiren eleştirmen "bağımlı bir övgücü" durumuna düşer.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Eleştirmen değerlendirdiği yapıtla âdeta bütünleşmelidir.

B) Gerçek eleştirmen yalnız sevdiği yapıtları değil, hoşlanmadıklarını da eleştirir.

C) Eleştirmen bir yapıtı değerlendirmeden önce, yapıtı her yönüyle anlamaya çalışmalıdır.

D) Değerlendirmelerinde tarafsız kalmak isteyen eleştirmen, duygusallıktan uzak durmalıdır.

E) Eleştirmenin görevi övgülerini ortaya koymak değil, tarafsız değerlendirmedir.

 

35. (I) Bu yazarımız ilk gruptaki romanlarını yaşamdan hareketle yazıyor. (II) O romanlarda yaşamın renkliliğini, zenginliğini, önceden kurallarla belirlenememiş olanaklarını ve insanları anlatıyor. (III) Kendisine saygın bir yer sağlayan bu romanlarda yazarın insanlara yaklaşımı sıcak, sevecen. (III) İkinci gruba alabileceğimiz romanlarda ise yazar belirli inançlardan yola çıkıyor. (IV) Birtakım sonuçlara varabilmek için kendince kurgular oluşturuyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi, anlatılan yazar için övgü niteliği taşımaktadır?

A) I.   B) II.   C) III.   D) IV.   E) V.

 

36. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde istek gerekçesiyle ortaya konulmuştur?

A) İlk fırsatta Uzungöl'ü görmeyi çok istiyorum.

B) İstanbul'dan ayrılmadan önce onu bir kez daha görmek istemiştik.

C) Bugün dışarı çıkmak istemiyorum, kendimi iyi hissetmiyorum.

D) Sizin, halkla ilişkiler bölümünde çalışmanızın iyi olacağını düşünüyoruz.

E) Ders bitmeden önce bu testteki soruları bitirmenizi istiyorum.

 

37. Çağdaş edebiyatımızda birçok yazarın hakkının yenmiş, değerinin anlaşılmamış olmasının en önemli nedeni, çağdaş edebiyatımızın gerçek eleştiriden yoksun oluşudur. Artık eleştirmenler de okurlar da yazarları edebi değerlerine göre irdelemedikleri için birçok yazar haksızlığa uğruyor. Bu durum eleştirel geleneğimizin kitap tanıtma düzeyinin ötesine geçmekte zorluk çekmesinden kaynaklanıyor. Değerlerin abartılması, eleştirmenlerin çoğunun ortaya isimler sürmesi bunların üzerinden kendilerine de pay çıkarmak içindir.

Bu parçada yazar, günümüz edebiyatı ile ilgili aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır?

A) Yapıta bağlı, nesnel eleştiri geleneğinin yerleşmemiş olmasından

B) Sanatçıların sanatı çıkar aracı olarak görmelerinden

C) Yeteri kadar nitelikli yapıt yayımlanmamasından

D) Yayımlanan yeni yapıtların ilgi görmemesinden

E) Eleştirmenlerin sanatçılara yol göstermemesinden

 

38. Halk için yazmak ve çoğunluk tarafından okunmak her yazarın istediği bir şeydir. Ama benim için, kendi düşüncelerime aykırı olmamak koşuluyla çoğunluğun ilgisini çekmek önemlidir. Bunun dışındaki bir görüş beni ilgilendirmez. Çünkü bu, yazarın işi değildir. Halk için yazmak derken benim beğenim bir kenara atılıyor, halkın beğenisi öne sürülüyorsa buna katılamam.

Yazarın bu sözlerle anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir?

A) Halkın bir eseri beğenmesi, o eserde kendini bulmasına bağlıdır.

B) Bir sanatçının başarıya ulaşması halkın beğenisini dikkate almasına bağlıdır.

C) Sanatçı için önemli olan kendi sanat anlayışından ödün vermeden yazdıklarını beğendirmektir.

D) Toplum sorunlarını ve halkı konu edinen sanatçılar sanat anlayışlarını bir kenara iter.

E) Gerçek sanatçılar, her dönemde okunmayı ve ilgi görmeyi başarmıştır.

 

39. İnsanı sürdüren, yani ölümsüz kılan onun yaptıklarıdır. Büyük düşünürler, büyük sanatçılar topluma sindikleri ölçüde ölümsüzleşirler. Praxiteies'in ölümü üzerinden nice yüzyıl geçti, ama yaptığı heykelleri hâlâ hayranlıkla seyrediyoruz. Ölümsüzlük bundan başka ne olabilirdi? Sanatçı, yaşamın unutulmaz biricik anlarını yok olup gitmekten kurtarmak için onları eserleri ile yaşatmaya çalışıyor. Monna Usa, Leonardo'nun fırçasından çıktığı günden beri, o büyüleyen gülümseyişiyle bize bakıp durmuyor mu?

Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Sanatçı, ortaya koyduğu yapıtları ile kalıcılığa ulaşır.

B) Büyük sanatçıların yapıtları, asırlar boyu insanları etkilemeyi başarmıştır.

C) Sanatçı, yaşamdaki güzellikleri unutulmaktan kurtarır.

D) Her insan, sonraki çağlara kendinden bir iz kalmasını ister.

E) Bir sanat yapıtı, toplumu etkileyebildiği ölçüde ölümsüzleşir.

 

40. Yeni dergileri, gençlerin çıkardığı dergileri severim, ilgi ile okurum; onları tanıtmak, tutmak isterim. Ama onlar da biz yaşlıların söyledikleriyle ilgilenseler iyi edecekler. İlgilenmesinler isterlerse, okumasınlar yazdıklarımızı; ama bize söylemediğimizi söyletmesinler. Söylemediğimiz şeyleri bize mal etmelerine doğrusu çok bozuluyorum. Yazdıklarımıza biraz ilgi duysalar gerçeği fark edecekler.

Yazar, bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinmemiştir?

A) Gençlere ve onların çalışmalarına ilgi gösterdiğine

B) Söyledikleriyle gençlerin ilgilenmediğine

C) Gençlerin, yaşlıların söylediklerini dikkate almasının iyi olacağına

D) Gençlerin, söylenmemiş bazı sözleri söylenmiş gibi gösterdiğine

E) Gençlerin başarıya ulaşmasının, büyükleri örnek almakla gerçekleşeceğine

 

CEVAP ANAHTARI

1-A  2-D  3-E  4-B  5-C  6-D  7-D  8-A  9-B  10-D  11-E  12-B  13-C  14-B  15-B  16-D  17-B  18-D  19-E  20-D  21-D  22-E  23-C  24-B  25-A  26-B  27-B  28-E  29-B  30-A  31-A  32-D  33-B  34-B  35-C  36-C  37-A  38-C  39-D  40-E


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir