Sagu Eski Türklerde sevilen, sayılan bir kişinin ölümünden sonra düzenlenen cenaze törenine “yuğ töreni”, bu törenlerde söylenen şiirlere “sagu” adı verilmiştir. Saguların Genel Özellikleri: 7’li hece ölçüsü ile söylenip kafiye şeması aaab şeklindedir. Nazım birimi dörtlüktür. Sagular da koşuklar gibi “kopuz” eşliğinde söylenmiştir. Ölen kişinin yiğitliğini, yaptığı işleri, değerini anlatan, ölümünden doğan acıyı dile getiren sagular, bir tür “ağıt”tır. Sagular, sanat kaygısından uzaktır. Samimi bir dille söylenmiştir. Sagular, koşuk nazım şekliyle söylenir. Divan-ı Lûgati’t Türk’te yer alan Alp Er Tunga sagusu, bu türün önemli bir örneğidir. Bu sagunun tamamı on iki dörtlüktür. Sagular, sözlü edebiyat döneminin ürünlerindendir. Sagunun Halk edebiyatındaki karşılığına ağıt; Divan edebiyatındaki karşılığına ise mersiye adı verilir. Geçmişte bu şiirlerde, ölen bir devlet adamının, bir kahramanın veya sevilen herhangi bir kimsenin ölümünden duyulan bir üzüntü dile getirilirken, günümüzde ise her insan için söylenebilmektedir. Alp Er Tunga Sagusu Alp Er Tunga öldi mü Isız ajun kaldı mu Özlek öçin aldı mu Emdi yürek yırtılur Özlek yarağ közetti Ogrı tuzak uzattı Beglerbegin azıttı Kaçsa kah kurtulur Ögreyüki mundağ ok Munda adın tigdağ ok Atsa ajun uğrap ok Tağlar başı kertilür Begler atın argurup Kagdu anı turgurup Menğzi yüzü sargarup Körküm anğar türtülür Ulşıp eren börleyü Yırtıp yaka urlayu Sıkrıp üni yurlayu Sıgtap közi örtülür Könğlüm için örtedi Yitmiş yaşığ kartadı Keçmiş özüg irtedi Tün kün keçüp irtelür Günümüz Türkçesiyle: Alp Er Tunga öldü mü? Kötü dünya kaldı mı? Zaman öcünü aldı mı? Şimdi yürek yırtılır. Zaman fırsat gözetti Gizli tuzak uzattı Beyler beyini azıttı Kaçsa nasıl kurtulur? Adeti böyle işte. Bunda başka sebep yok. Felek ok atıp vursa Dağlar başı kertilir. Beyler atlarını yoruyor Kaygı onları zayıflatıyor Benizleri yüzleri sararıp Safran sürülmüş gibi oluyor Erler kurtlar gibi uluşup Bağırıp yaka(larını) yırtıyor Kısık seslerle haykırıyor (Gözleri yaşlarla) örtülünceye kadar ağlıyorlar Gönlüm içten yandı Kaybolmuş yarayı kaktı Geçmiş gün(ler)i aradı(m) Gece(ler) gün(ler) geçse (o yine) aranır.
SAGU: İslamiyet öncesi Türk edebiyatının sözlü edebiyat ürünlerindendir. Yuğ adı verilen törenlerde ölen kişinin arkasından söylenen ölüm teması şiirleridir. Bu şiirlerde ölen kişinin büyüklüğü,fazileti,ona duyulan sevgi ve kaybından duyulan acı ile dile getirilir. Sagular dörtlükler halinde ve yedili hece ölçüsüyle yazılırlar. Daha çok yarım kafiye kullanılır. Kafiye şeması aaab şeklindedir. Sagu örnekleri İslamiyetten sonra divan edebiyatında “mersiye”, halk edebiyatında ise “ağıt” ismini almıştır. Yanıtla
Allah razı olsun bu kadar iyi yorumlar boşa yazılmamış benim de çok işime yaradı teşekkür ederim. Yanıtla
Esra: Çok teşekkür ederim çok güzeldi. (5 Kasım 2012) Beril, Esra yıl oldu 2016 :) Zaman ne çabuk geçiyor (25 Kasım 2016) Yıl 2021 oldu Beril. Yanıtla