Paragrafta Ana Düşünce Test-9

1. Yazarın anlatımındaki yalınlığın en güzel örneklerini öykülerinde buluruz. Yansıttığı kişi, toplum ve doğa gerçeklerini bu yalınlıkla etkileyici kılar. Kuşkusuz bunda kullandığı dilin önemli bir payı olduğu gerçeği göz ardı edilemez. Yarattığı çağrışımlar, anlatımındaki yalınlık ve etkileyicilik onu özgün kılar.

Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Eserlerinde anlattığı kişileri, toplumu ve doğayı, anlatımındaki yalınlık, etkileyici hale getirir.

B) Anlatımındaki yalınlığın en güzel örneği öykülerinde görülür.

C) Eserlerinde yansıttığı her şeyin etkileyici olmasında kullandığı dilin önemli bir etkisi vardır.

D) Yazar eserlerinde kendinden hareketle toplumu ve doğayı ele almaktadır.

E) Eserlerinde oluşturduğu çağrışımlar ve anlatımının etkileyiciliği yazarı farklı kılar.

 

2. Onun öyküsünü özgün kılan yanlardan biri hatta en önemlisi öykü kurgusundaki uygulamalarıdır. Dili kullanımındaki yetkinliği; yalın, samimi, şiirsel bir anlatımla bunu pekiştirmesi özgünlüğünün bir başka yanı olarak nitelendirilmelidir. Kısa ve yalın cümleler kurar. Uzun uzun, ayrıntılarıyla anlatmaz anlatacağını. Sezdirir, çağrıştırır, bir kesit sunar. Bağlantıyı okura kurdurur.

Yukarıdaki parçada anlatılan yazarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Öykü kurgusundaki uygulamalarının onun öyküsünü özgün kıldığına

B) Öykülerinde olayları ayrıntısına inmeden kısa ve yalın cümleler kurarak anlattığına

C) Öyküdeki olayların ayrıntılarını okuyucunun sezmesini istediğine

D) Dili kullanmadaki ustalığını içten ve şiirsel bir anlatımla pekiştirdiğine

E) Öykülerinde kullandığı dilin herkesin anlayabileceği nitelikte olmadığına

 

3. Tanzimat öncesi edebiyatımızda biyografilere rastlamıyoruz. Destansal ve tarihsel nitelikteki yapıtlar, dönemin önemli kişileri üzerine biyografik bilgileri içermekle birlikte, bu türün kapsamına uygun düzeyde değildir. Dönemin şairleri üzerine yazılmış olan, kısa biyografik bilgileri içeren tezkireler ise sistematik nitelik taşımazlar.

Yukarıdaki paragrafta aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Tanzimat öncesinde biyografik eserlere rastlanmadığına.

B) Tanzimat öncesinde yazılan destansal ve tarihsel nitelikteki eserlerde biyografik bilgilere yer verildiğine

C) Tanzimat öncesi yazılan eserlerdeki biyografik bilgilerin bu türü kapsayacak düzeyde olmadığına

D) Tanzimat’tan sonra yazılan biyografik eserlerin çok başarılı olduğuna

E) Dönemin şairlerini tanıtan tezkirelerin sistematik olmadığına

 

4. Günümüzde biyografinin kapsamı, türsel olarak oldukça genişlemiştir. Yaşamın hemen hemen her alanını kucaklayan bu tür, bugün Batı’da roman, öykü vb. anlatı türleriyle eş düzeyde ilgi görerek önem kazanmaktadır. Bununla bir tür olarak özgünlüğünü etkin kıldığı gibi, bilimsel ve duygusal değerler taşıyan yapıtlar düzeyine çıkmayı da başarabilmiştir.

Yukarıdaki parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A) Biyografi yaşamın hemen her alanını kapsayan bir türdür.

B) Biyografi Batı’da roman ve öykü gibi türler kadar ilgi görmektedir.

C) Biyografi, Türk edebiyatında diğer anlatı türleri kadar tutulan, beğenilen bir tür değildir.

D) Biyografinin kapsamı genişlemiş ve bilimsel, duygusal değerler taşıyan yapıtlar düzeyine erişmiştir.

E) Biyografi bir tür olarak özgünlüğü yakalamış ve gelişmiştir.

 

5. Romanımız roman eleştirisinden en az yüz adım öndedir. Bu bir abartı değildir. Romancılığımızın son on yıllık dökümünü yapıp bir o kadar da onlar üzerine yazılanlara bakıldığında bunu apaçık görmemiz mümkündür. Roman eleştirisine yönelik çalışmalar yok denecek kadar az. Dünya ölçüsünde romanlarımız olmasına karşın roman eleştirimizin o düzeyin oluşumunun izleyicisi, yönlendiricisi olduğunu söylemek güç.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A) Romancılığımız son on yılda çok fazla gelişme göstermemiştir.

B) Roman eleştirimiz, romanımızın yönlendiricisi olacak düzeyde gelişmemiştir.

C) Roman eleştirisine yönelik çalışmalar olması gerekenden azdır.

D) Romanlarımız dünya romanları ölçüsünde gelişmiştir.

E) Son on yılda romancılığımızda gözle görülür gelişmeler olmuştur.

 

6. İnsanı başka varlıklardan ayıran özelliklerin başında onun yaratıcılık yeteneği gelir. Bu yaratıcı yeteneği her alanda, yaşamının her aşamasında kullanan insan, hayvanları evcilleştirmiş, toprağı ekip biçmiş, evler kurup yerleşik yaşama geçmiş. Daha rahat yaşamak için çeşitli yöntemler ve araçlar geliştirmiş. Örneğin avladığı hayvanların derilerinden ya da bazı sebzelerin dış kabuklarından besinleri içine koyabileceği kaplar yapmış. Bütün bunlar insanı diğer canlılardan ayıran özelliklerdir.

Yukarıdaki paragrafta vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A) İnsanların yaratıcılık yeteneğinin onu diğer varlıklardan ayırdığı

B) İnsanın yeteneklerini yaşamının her alanında kullanması gerektiği

C) İnsanın, yaşamını kolaylaştırmak için yerleşik hayata geçtiği

D) İnsanın, daha rahat yaşamak için çeşitli araçlar geliştirdiği

E) İnsanların her dönemde farklı faaliyetlerde bulunduğu

 

7. Öykü toplumsal yapıyla iç içe gelişen, etkilenen/etkileyen konumdaki yaratıcısıyla birlikte işlevini günbegün geliştiren bir tür. Bugünkü aşamada çağdaş Türk öykücülüğü denildiğinde onun geçmişteki birikimine bakmak, bugün ulaştığı yeri daha iyi değerlendirebilmemize bir ölçüt olabilir. Bu süreçte iki yüzü aşkın yazarın yedi yüzün üzerinde yapıt oluşturduğunu görecek olursak bu türün edebiyatımızda niceliksel olduğu kadar nitelik bakımından da özgün bir yeri olduğunu söyleyebiliriz.

Yukarıdaki paragraftan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A) Öykücünün ve öykünün toplumsal yapıyı etkileyen ve ondan etkilenen konumda olduğu

B) Öykücülüğümüzün bugünkü konumunu değerlendirebilmemiz için onun geçmişteki birikimini göz önünde bulundurmamız gerektiği

C) Öykücülüğümüzün nicelik ve nitelik bakımından özgünlüğe ulaştığı

D) Öykücülüğümüzün her geçen gün işlevini geliştiren bir tür olduğu

E) Öykücülerimizin çok ürün vermesine rağmen bu ürünlerin nitelikli olmadığı

 

8. Günümüzde dünyanın birçok yerinde pek çok kazı yapılıyor. Bunlar özellikle kentleşmenin hızla ilerlediği ve yoğun yerleşim bölgeleri olan alanlarda yapılan kurtarma kazıları. Bu tür kazılar zorunluluk nedeniyle yapılır. Çeşitli yapıların inşaatı sırasında arkeolojik kalıntılara rastlanır. Bu kalıntılar tümüyle yok olmadan, geçmişe ait eserleri kurtarmak için acil kazılar yapılır.

Yukarıdaki parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Günümüzde daha çok yoğun yerleşim bölgelerinde kurtarma kazıları yapıldığına

B) Arkeolojik kalıntıların büyük çoğunluğunun dikkatsizlik yüzünden yok olduğuna

C) Arkeolojik kalıntılara çeşitli yapıların inşaatı sırasında da rastlandığına

D) Geçmişe ait eserleri kurtarmak için inşaat alanlarında acil kazılar yapıldığına

E) Günümüzde dünyanın birçok yerinde arkeolojik kazıların yapıldığına

 

9. Ay bir gök cismi olmasından öte, Ay’ın yaşantımızda önemli bir yeri var. Gezegenimizin tek doğal uydusu olan Ay, bize en yakın gök cismidir. En yakın gezegen Venüs’ten bile yüz kez daha yakındır bize. Bu yüzden onun yüzey şekillerini çıplak gözle görebiliriz. Ay dışındaki gök cisimlerinin yüzey şekillerini Ay’ı çıplak gözle gördüğümüz kadar net göremeyiz.

Aşağıdakilerden hangisi Ay’ın özelliklerinden biri değildir?

A) Yaşantımızda önemli bir yere sahip olması

B) Dünya’nın tek doğal uydusu olması

C) Ay’ın yüzey şekillerinin çıplak gözle görülebilmesi

D) Gök cisimlerinin en küçüğü olması

E) Bize Venüs’ten daha yakın bir gök cismi olması

 

10. (I) Arkeolojik kazılar büyük deneyim, beceri, özen ve dikkat ister. (II) Uzun süren bir eğitimden geçmeden bir kazıyı denetleyip örgütlemek imkansızdır. (III) Bu nedenle zaman zaman eğitim kazıları düzenlenir. (IV) Eğitim kazılarında öğrenciler defter tutmayı, buluntuları toparlayıp etiketlemeyi, kazı buluntularının çizimlerini yapmayı, bulunanların sınıflandırılmasını öğrenirler. (V) Bunların dışında işlerine yarayacak pek çok şeyi uygulamalı olarak öğrenirler.

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerden hangisi ana düşünce cümlesi olabilecek niteliktedir?

A) I.   B) II.   C) III.   D) IV.   E) V.

 

11. Arkeolojik kazılarda ele geçen çömlekler geçmiş yaşama ilişkin ipuçları verir. Çömleğin yapılış yöntemi onun yapım yılını ve yerini anlamamızı sağlar. Çömleğin kimliği, hangi kültüre ait olduğunu da gösterir. Çömlekler sayesinde yapıldıkları dönemde yaşamın nasıl olduğunu, teknolojik gelişmelerin düzeyini anlayabiliriz.

Yukarıdaki parçaya göre aşağıdakilerden hangisi çömleğin özelliklerinden biri değildir?

A) Geçmişteki yaşamla ilgili bilgiler vermesi

B) Yapıldığı dönemin teknolojik düzeyiyle ilgili bilgi vermesi

C) Yapılış yönteminin yapıldığı zamanı anlamamızı sağlaması

D) Çömleğin yapısının, hangi kültüre ait olduğunu göstermesi

E) Kazılarda bulunan çömleklerin çok ilkel olması

 

12. Arkeologların ilgilendiği geçmiş uygarlıklara alt önemli belgelerden biri de duvar resimlendir. Eski insanların neden duvar resimleri yaptıklarını tam olarak bilemiyoruz. Ama en azından kendilerini ifade etmek için yapaklarını söyleyebiliriz. Büyük bir avdan sonra mağara duvarına büyük bir hayvan çizerek heyecanlarını yansıtıyorlar, kurak geçen bir mevsimden sonra ihtiyaç duydukları besinleri duvara çiziyorlardı. Duvar resimleriyle inançlarını dile getiriyorlardı, belki de resimlerle kötülüklerden korunduklarına inanıyorlardı.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen eski insanların duvar resimleriyle anlatmak istedikleri şeylerden biri değildir?

A) Bir olaydan duydukları heyecanı ifade etmek

B) İhtiyaç duydukları yiyecekleri yansıtmak

C) Duygularını dile getirmek

D) Güzel resim çizebildiklerini göstermek

E) İnançlarını ifade etmek

 

13. Ağaçların büyümesi ilkbahar ve yaz aylarında gerçekleşir. İlkbaharda yağış çoksa hücreler hızla çoğalır. Bu yeni hücreler ilk oluştuklarında büyük olurlar, fakat yaz geldiğinde yağışların azalması nedeniyle biraz küçülürler. Kış geldiğindeyse büyüme durur ve hücreler ölür. Sonraki ilkbahara kadar hücreler çoğalamaz, yani büyüme olmaz. Küçük ve yaşlı hücreler ve bir sonraki yılın büyük yeni hücreleri bir halka oluştururlar.

Yukarıdaki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Ağaçların hücreleri her mevsim kendini yeniler ve büyümeye devam eder.

B) Ağaçların hücreleri ilkbaharda yağış çoksa hızla çoğalır.

C) Ağaçların hücreleri ilkbaharda büyük, yazın küçük olur, kışın ölür.

D) Ağaçların küçük hücreleriyle bir sonraki yıl oluşan büyük hücreler bir halka oluşturur.

E) Ağaçlar ilkbahar ve yaz aylarında büyür.

 

14. Şimdi elimde o ana dek yazdıklarımdan çok değişik, tuhaf bir kitap vardı. Bana bir tür iyimserlik de aşılıyordu bu kitap. İçimden bir ses eninde sonunda bir yayıncı bulacağımı söylüyordu. Bundan önceki iki kitabım kesin olarak reddedilmişti. Ama bunu anlayabilirdim. Çünkü onlar donuk, ciddi, merhametsiz metinlerdi.

Yukarıdaki parçada yazar ve eseri için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Elindeki son kitabını yayımlayacağını düşünen bir yazardır.

B) Daha önceki kitapları yayıncılar tarafından beğinilmemiştir.

C) Yazar daha önceki kitaplarının da yayımlanması gerektiğini düşünmektedir.

D) Son kitabı daha öncekilerden farklı, tuhaf bir kitaptır.

E) Yazarın önceki iki kitabı ciddi ve donuk olduğu için beğenilmemiştir.

 

15. Derinden gelen kuş ötüşüyle uyandı. Burnuna bir nergis kokusu geldi. İskeleye vardı, denize baktı. Denizin dibinde ışık kaynarken bir tuhaf oldu. Herkes uyuyordu. Uyuyanlara sevgiyle baktı, c Zeytinliğe doğru yürüdü. Denizden dumanlar yükseliyordu. incecik dalga dalga esen yel, çiçek, deniz ve ot kokuları getiriyordu.

Yukarıdaki parçada aşağıdaki duyulardan hangisine yer verilmemiştir?

A) Koklama   B) İşitme   C) Tatma   D) Görme   E) Dokunma

 

16. Benim yazarlığımın gerçek bir yetenek değil yalnızca heves olduğunu düşünmeye başladım. Belki de geçirdiğim önemsiz bir buhran beni yazmaya yöneltmişti. Bu fikir on yıl sürmüştü ama artık sona ermişti. Sorumluluklardan kaçmak için bulduğum kestirme yoldan başka bir şey değildi bu.

Yukarıda kendisini anlatan kişiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Yazarlığının geçici bir heves olduğunu düşünen biridir.

B) Geçirdiği bir buhrandan dolayı yazmaya başlamış olabileceğini düşünen biridir.

C) Yazmanın sorumluluklardan kaçmak için bulduğu bir yol olduğuna inanan biridir.

D) Belli bir dönem yazarlık yeteneğinin olmadığını düşünmüş biridir.

E) Yazmadığı zamanlarda yaşamdan zevk almayan biridir.

 

17. Birkaç küçük işi yoluna koyduktan sonra çekip gitmeye karar verdim. Sahip olduğum tek diploma ilkokul öğretmenliği diplomasiydi. Dünyanın kaybolmuş herhangi bir noktasında bulunan çocuklara okumayı ve hesap yapmayı öğretebilirdim. Yalın, önemli, onurlu bu iş, içinde bulunmadığım ve asla bir yer bulamayacağım çıldırmış dünyanın gürültülerinden uzakta yapılabilirdi ve ben bunu gerçekleştireceğim.

Bu parçada kendisini anlatan kişi aşağıdakilerden en çok hangisiyle nitelendirilebilir?

A) Kararlı   B) Ümitsiz   C) Hüzünlü   D) Kıskanç   E) Sevinçli

 

18. On yıl boyunca edebiyata müthiş bir tutkuyla sarıldım. Otobüste, parklarda, kütüphanelerde, pos-tanede sıra beklerken, süpermarkete giderken hep okuyordum. Semtin kütüphanesine gidiyor, kitapları adlarına ya da kapaklarına bakarak seçiyor, en çok ilgimi çekeni yakalamaya uğraşıyordum.

Yukarıdaki parçada kendisini anlatan kişiyle İlgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A) On yıldır edebiyata tutku derecesinde bağlı olduğu

B) Hayatının hemen hemen her anında kitap okuduğu

C) Kitap okuma alışkanlığının çocukluktan geldiği

D) Kitap almak için semtin kütüphanesine gittiği

E) Kütüphaneden aldığı kitapları adlarına, kapaklarına bakarak seçtiği

 

19. Kırmızı benekli kayalığı çıkarken bir çiçek gördü. Moru, mavisi ışıl ışıl yanıyordu. Çanakkale’de büyük bir çatışmada yeşil, çimenli bir çukurun içinde yatarken böyle bir çiçek görmüş, hayran bakarken bir top güllesi gelmiş az ilerisine düşmüş, toprak, yeryüzü, gökyüzü sallanmış, çığlıklar, iniltiler dünyayı doldurmuş, kollar, bacaklar, başlar her bir yana saçılmıştı.

Yukarıdaki paragrafta aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangileri ağır basmaktadır?

A) Öyküleme – Açıklama

B) Betimleme – Örnekleme

C) Öyküleme – Betimleme

D) Tartışma – Karşılaştırma

E) Örnekleme – Öyküleme

 

CEVAP ANAHTARI

1-D  2-E  3-D  4-C  5-B  6-A  7-E  8-B  9-D  10-A  11-E  12-D  13-A  14-C  15-C  16-E  17-A  18-C  19-C


55 Yorum Var: “Paragrafta Ana Düşünce Test-9

    1. Gerekli düzeltme yapılmıştır, dikkatiniz için çok teşekkürler.

  1. Güzel bir çalışma, bazı kelimeler sorularda eksik fakat güzel ama biraz daha soru sıralaması düzenlenirse çok daha hızlı güle oynaya sorular çözlülebiliyor. YGS böyle sorsa idi :) Artık anladınız :) YGS’ye bakacağız :)

  2. Şu zor zamanda moral oldu. Ful, her ne kadar kolay olsa da YGS’de Türkçeyi ful çıkarmak adına önemliydi.

    1. “İncecik dalga dalga esen yel…” cümlesinde “yel” sözcüğü dokunma duyusuyla hissedilebilir.

Nurcan için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir