Edebiyat Öğretmeni

Tasavvufi Metinler

13. ve 14. yüzyıllardaki tasavvufi metinler İslâmiyet’in etkisiyle ortaya çıkmıştır. İslâmiyet’in kökleşip yayılmasında büyük etkisi olan tasavvuf zamanla edebî eserlerde de işlenmiş din ve tasavvuf edebiyat aracılığıyla yayılmaya çalışılmıştır. Tasavvufi metinlerde asıl olan sanat yapmak değil dinî-tasavvufi düşünceyi yaymaktır.

Bu dönemde Mevlana’nın Mesnevi adlı eseri ön plana çıkmıştır. Mesnevî, tasavvufi, felsefi ve ahlaki bir eserdir.

Mevlana, Yaşam felsefesi ile bütün dünyaya sevgiyi, hoşgörüyü, iyiliği ve güzelliği yansıtmış ve yol göstermiş bir Türk İslam mutasavvıfı ve şairidir. İlahi aşkı ruhunda bütünleştirmiş, gönüller sultanı ünlü Türk sufîsi Mevlâna’nın her dönemde insanlara rehberlik eden sözlerinin XIII. yüzyıldan bu yana bütün insanlıkça benimsenmiştir.

Mevlâna’dan Öğütler

Mutasavvıf, şair ve “Bilginler Sultanı” olarak anılan Mevlâna, ırk, din ayrımı gözetmeden bütün insanlığı kucaklayarak birliği, hoşgörüyü, iyiliği öğütler.

Mevlâna tasavvuf, Tanrı, aşk, dünya hakkındaki görüşlerini ünlü eseri Mesnevî’de “Bu âlem bir rüyadır. Hakikatte yok olan şu cihan var gibi görünmekte. Hakikatte var olan cihan da adamakıllı gizlenmekte. Rüzgâr esti mi toz toprak görünür. Rüzgâr görünmez. Toz toprak kendisini gizleyen rüzgâra perde olur.” sözleriyle dile getirir. Birçok dile çevrilen Mesnevî’si ayetler, hadisler, şiir alıntıları, öyküler ve öğütler yoluyla Tanrıya ulaşmanın yollarını anlatır bizlere. Ona göre insan Tanrı’ya kendini derin bir aşka bırakarak ulaşabilir.

Öğütlerde insanlığın yolunu ışıklandıran, dünyayı daha iyi görüp anlamamıza yönelik sözleri yer almaktadır. Mevlâna’nın öğütlerinde ölüm, sevgi, alçakgönüllülük kitaplar, özlem, tedbirli olma, zulüm, cömertlik, yardım, yalan gibi yaşamın temel izleklerine yönelik güzel, öğretici, örnek alınacak ölümsüz sözlerle karşılaşırız.

Exit mobile version