Lirik Şiir Şairin ruhunda uyanan ve kabaran heyecanları içli bir dille anlatan duygu yüklü şiirlere ‘lirik şiir denir. Lirik şiirde toplumun hemen her kesimini ilgilendiren sevinç veya acı gibi ortak duygular veya aşk, ayrılık, özlem gibi bireysel duygular coşkulu bir tarzda işlenir. Lirik şiirlerde “aşk, sevgi, ölüm, ayrılık” gibi bireysel ve duygusal konular ağır basar, ürik şiir, okurun duygularına, kalbine seslenir. İnsanın iç dünyasını yakalar, dolayısıyla da lirik şiir eylem, olay, etkinlik ve karşılıklı ilişki sergilemez. Ancak sadece iç dünyayı yansıtmakla kalmaz, nesnel dünyadan kaynaklanan duygu ve düşünleri de içerir. Bu şiirler okuyanı etkiler, duygulandırır. Edebî türlerin en sanatsal, en katışıksız, en yoğun olanı lirik şiirdir. Lirik şiir, okuyucuya ve dinleyiciye estetik bir haz verir. Eski Yunan edebiyatında bu tarz şiirler “lir (lyre)” denen bir sazla söylendiği için böyle adlandırılmıştır, ürik şiirin ilk ustaları Sappho (MÖ 612) ve Alkaeus (MÖ 6. yüzyıl)’tır. Ancak lirik şiir bugünkü anlamdaki niteliğine 18. yüzyılda romantizm akımı döneminde kavuşmuş, kuralları oluşmuştur. Lirik şiirler Türk edebiyatında eskiden “kopuz’ denen bir tür saz eşliğinde söylenirdi. Sonraları kopuzun yerini “saz” ve “bağlama” almıştır. Türk edebiyatımızda halk şairlerinin (âşık, ozan) söylediği şiirlerin çoğunun lirik şiir olduğu söylenebilir. Halk edebiyatında “güzelleme” türündeki koşma, semai”; divan edebiyatında ise “gazel, şarkı, murabba”; lirik şiire girer. Tanzimat döneminde de kemençeye benzer bir çeşit telli sazın adı olan “rebab’dan dolayı bu tür şiirlere “rebabî” denmiştir. Yeni Türk edebiyatında ise lirik şiir, değişik nazım biçimleriyle yazılmıştır. Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak, Ben aşkımla bahar getirdim sana; Tozlu yollarından geçtiğim uzak İklimden şarkılar getirdim sana. (Ahmet Muhip Dıranas) Dağda dolaşırken yakma kandili Fersiz gözlerimi dağlama gurbet. Ne söylemez, akan suların dili Sessizlik içinde çağlama gurbet. (Necip Fazıl Kısakürek)
Tüm yorum yazanlara katılıyorum. Çok güzel yazmışlar, yazıda emeği geçen herkesin eline sağlık ama çok uzun. Yine de teşekkür ederim. Yanıtla