Edebiyat Öğretmeni

Halikarnas Balıkçısı (1886-1973)

Halikarnas Balıkçısı

1890’da İstanbul’da doğan Halikarnas Balıkçısının asıl adı Cevat Şakir Kabaağaçlı’dır. Bodrum’un antik çağlardaki adı olan Halikarnasos’tan esinlenerek bu adı almıştır. Çocukluğu babasının görevi sebebiyle Atina’da geçmiştir. İlköğrenimini Büyükada Mahalle Mektebinde, ortaöğrenimini Robert Kolej’inde tamamladıktan sonra İngiltere’ye gitmiştir. Oxford Üniversitesinde dört yıl Yakın Çağlar Tarihi okuyan Cevat Şakir, üniversiteyi orada bitirmiş ve yurda dönmüştür. Çok çeşitli dergilerde yazıları ve karikatürleri yayınlanan sanatçı, asker kaçakları ile ilgili bir yazısından dolayı Bodrum’a sürülmüştür. 1,5 yıl Bodrum’da cezasını çekmiş ve İstanbul’a dönerek cezasının yarısını da burada tamamlamış olmasına rağmen yürekten bağlandığı Bodrum’a geri dönmüştür. Burada meyvecilik, süngercilik, balıkçılık, bahçıvanlık, turist rehberliği yapmış ve denizle ilgili eserler yazmıştır. 13 Ekim 1973’te İzmir’de yaşamını yitiren Halikarnas Balıkçısı’nın mezarı Bodrum’dadır.

Edebi Kişiliği:

Kısaca özetleyecek olursak;

Eserleri:

Aganta Burina Burinata: Kardeşi Davut’u denize açıldıkları fırtınalı bir günde kaybeden Süleyman Kaptan, denize karşı derin bir nefret duymakta ve onu kardeşinin ölümünün sebebi olarak görmektedir. Bu yüzden oğlu Mahmut’un denizci olmasını kesinlikle istememektedir. Süleyman Kaptan oğlunu Kirpi Halil’nin dükkânına çırak olarak verir. Mahmut burada herkesle dost olur. Kirpi Halil ona denizcilik terimleri öğretir ve durmadan denizden bahseder. Okulu hiç sevmeyen Mahmut, sınıf arkadaşı Fatma’nın babasıyla balığa çıkar. Denizin tadına alışan Mahmut, okulu bırakır ve babasını uzun bir sefere çıkmasından yararlanarak amcasının teknesine yazılır. Burada çok zor günler yaşar. Bir gün annesinden babasının öldüğüne dair bir mektup alır. Evi geçindirmek zorunda olan Mahmut bir süre farklı gemilerde çalışır. Annesi de ölünce denizin acımasız yüzünden sıkılıp köyüne döner. Çocukluk arkadaşı Fatma’yı bulur. Fatma’nın yüzüne kurşun gelmiş ve suratının bir tarafı tanınmaz haldedir. Mahmut yine de Fatma’yla evlenmek ister. Fatma, onun hayatını mahvetmemek için köyden ayrılır. Mahmut, denizi unutmak şartıyla Zeynel Ağa’nın kızı Ayşe’yle evlenir. Çift, çocukları olmasa da sebze meyve yetiştirerek bir süre mutlu yaşar. Ancak çiftçi olamayacağını anlayan Mahmut, ailesini ve zenginliklerini geride bırakıp bir daha dönmemek üzere denize açılır.

Exit mobile version