Fabl Sonunda ders verme amacı güden, genellikle manzum öykülerdir. Fablların kahramanları genellikle hayvanlardır. Ama bu hayvanlar insanlar gibi düşünür, konuşur ve tıpkı insanlar gibi davranır. Fabl Özellikleri İnsanlar arasında cereyan eden olayları hayvanlar bitkiler ya da cansız varlıklar arasında geçiyormuş gibi göstererek bu yolla insanlara ahlak ve ibret dersi vermek örnek göstermek ya da bir düşünceye güç kazandırmak isteyen bir çeşit masaldır. Teşhis ve intak sanatları üzerine kurulmuştur. Fabllar manzum (şiir) veya nesir (düzyazı) biçiminde yazılabilirler. Fabllar hem nazım, hem nesir biçiminde olurlar. Fablın sonunda her zaman bir ahlak dersi (kıssadan hisse) vardır. Bu ders kısa, açık ve doğru olmalıdır ve mutlaka öykünün doğal bir neticesi gibi görülmelidir. Fabllarda öğretici (didaktik) bir amaç güdülür, gündelik hayatla ilgili dersler ve öğütler verilir. Okurlar çoğu zaman verilen dersin veya öğüdün ne olduğunu anlamakta zorluk çekmezler. Çünkü bu ders veya öğüt eserin bir yerinde, çoğu defa sonunda, bir atasözü ya da özdeyiş biçiminde açıkça belirtilir. Fabllarda basit ahlak ilkelerine değinildiği gibi insanların birçok kusurlu yönüne de dikkat çekilir. Fabllar aracılığıyla kanaatkârlık, özveri, yardımseverlik, iyi niyet gibi olumlu davranışlar çocuğa kazandırılabilir. Özellikle 8-12 yaş grubu çocuklar fabl okumaktan ve dinlemekten büyük zevk alırlar. Kanaatkârlık, tamahkârlık, kıskançlık, paylaşımcılık gibi çocuklar tarafından anlaşılması güç kavramların somut olaylarla anlatılması sebebiyle çok önemli bir eğitim aracı olarak kabul edilmelidir. Fabllar insan belleğinde çok kolay saklanabilen ve ortaya çıkarılabilen özelliklere sahip olduğu için sözlü gelenek içinde de yaşatılabilmektedir. Çoğu manzum olan fablların başlıca amacı, belli bir ana fikrin yalın veya birkaç olayın yardımıyla en kısa yoldan açıklamaktır. Fabllar günümüzde eğitimde çok fazla kullanılmaktadır. Fabllar olay anlattıkları için bir başka şiiri okumaktan ya da ezberlemekten daha çok çocukların ilgisini çeker. Bundan dolayı fabllar kısadır ve şu dört bölümden oluşur: Olayın ve kahramanların tanıtıldığı giriş bölümü Olayın entrikalarla düğümlendiği gelişme bölümü Düğümün çözüldüğü sonuç bölümü Olay ve olayların arkasında yatan ana fikrin açıklandığı ders bölümü (kıssadan hisse bölümü) Dünya Edebiyatında Fabl Fablı ilk olarak yazanlar Hititlerdir. Hititler fablları taş tabletlere yazıp resimlemişlerdir. Dünya edebiyatında ilk ve önemli fabllar Hint yazarı Beydeba’ya aittir. Beydeba’nın fablları “Kelile ve Dimne” adlı bir eserde toplanmıştır. Fabl türünün en önemli eserlerinden biri olan Kelile Dimne’yi Debşelem isimli bir Hint Hükümdarı döneminde yazmış ve hükümdara sunmuştur. Eserde hayatı sisler içerisinde kalan bir Hind Hükümdarı olan Debşelem Şah’ın bir vasiyet üzerine ünlü bilge Beydaba’nın yanına gitmesi; ondan hikmetli sözler, öğütler, devlet yönetiminde yardımcı olacak öğretici masallar dinlemesi anlatılmaktadır. Eserde bulunan hikayelerde siyaset, erdem ve eğitim gibi birçok farklı konu işlenmiştir. Kitap 14 bölümden oluşur. Kitap, adını ilk bölümündeki hikayelerin kahramanı olan iki çakaldan almıştır; “doğruluğu ve dürüstlüğü” simgeleyen “Kelile” ile “yanlışlığı ve yalanı” simgeleyen “Dimne”. Beydeba, hiç kuşkusuz, Hint edebiyatında eşsiz bir yere ve öneme sahiptir. Eserlerinden biri de “Bülbül ile Bağcı”‘dır. Fransız Edebiyatı’ndan La Fontaine, fabl türünün en önemli sanatçısıdır. La Fontaine, masallarındaki konular, şark klasiklerinden alınmadır. Masalları çoğunlukla herkesin anlayabileceği sade bir şekilde yazılmıştır. La Fontaine’in canlı, hızlı, incelik ve nükte dolu bir üslubu vardır. Kişilerini hemen daima hayvanlar arasından seçerse de bazen insanları, bilhassa köylüleri de olaylara karıştırır. Sık sık bahsettiği hayvanlar aslan, kurt, tilki, eşek ve horozdur. La Fontaine, kötüyü göstererek iyinin ne olduğunu anlatmaya çalışmıştır. Ancak şiirlerini okuyan çocuklarda herhangi bir açıklama yapılmazsa tam ters etkinin hasıl olduğu da bir gerçektir. Yunan Edebiyatı’nda ise Ezop’un fablları İ.Ö. 300 yılında derlenerek yazıya geçirilmiştir. Aristotales, Ezop’un yolsuzluktan yargılanan bir siyasetçiyi tilki ile kirpinin öyküsünü anlatarak nasıl savunduğunu şöyle anlatmıştır: Ezop mahkemede “bir tilkinin, başı pirelerle derde girmiş, bir kirpi de onu pirelerden kurtarsın mı diye sormuş, tilki, ‘hayır, bu pireler doydu, artık fazla kan emmiyorlar. Onları kovalarsan, yerlerine yeni, aç pireler gelir’ demiş”, dedikten sonra, jüriye dönerek, sözlerini şöyle bitirmiş: “Dolayısıyla saygıdeyer jüri üyeleri, müvekkilimi cezalandırırsanız onun yerine onun kadar zengin olmayan birileri gelir ve sizi daha da beter soyar.” Türk Edebiyatında Fabl Türkçedeki ilk örneği Şeyhi’nin yazdığı “Harname”dir. Batılı anlamda ilk örnekleri Şinasi vermiştir. Ahmet Mithat, Kıssadan Hisse adlı eserini ahlakî gaye güderek yazmıştır. Bu eserde yazar, Ezop’tan, La Fontaine’den yapmış olduğu çevirilere ve kendi yazmış olduğu fabllara yer vermiştir. Recaizade Mahmut Ekrem, La Fontaine’den Horoz ile Tilki, Kurbağa ile Öküz, Karga ile Tilki, Meşe ile Saz, Ağustos Böceği ile Karınca gibi birçok çeviriler yaparak bu alanda Türk Edebiyatına katkıda bulunuştur. Ali Ulvi Elöve “Çocuklarımıza Neşideler” adlı şiir kitabında La Fontaine, Victor Hugo, Lamartine’den yaptığı çevirilerin yanında, yine bunlardan esinlenerek yazdığı fabl türü şiirlere de yer vermiştir. Nabizade Nazım’ın “Bir Sansar ile Horoz ve Tavuk” adlı eseri vardır Nurullah Ataç, Orhan Veli Kanık, M. Fuat Köprülü, Vasfi Mahir Kocatürk, Sabahattin Eyüboğlu fabl türü ile ilgilenmiş çeviri yapmış, araştırmalarda bulunmuşlardır.
Fablı ilk olarak yazanlar Hititlerdir diyor ama ilk ve önemli fabllar Hint yazarı Beydeba’ya aittir. Yanıtla
Nereden biliyorsun? Belki fablı ilk olarak yazanlar Hititlilerdir belki de Hint yazarı Beydeba’ya ait değildir. Sen bu siteden daha mı iyi biliyorsun sadece soruyorum yanlış anlama lütfen.
Neden yetersiz olmuş bence gayet iyi sınavım içinde yaradı, emeğe saygı lütfen bir daha yapma olur mu?
Neyine yetersiz olmuş ben bütün sayfayı yazdım defterime hoca 100 verdi. Adamlar kim bilir kaç gün uğraştılar belki bu bilgileri toplamak için ama sen bunu düşünmeden yetersiz olmuş diye mesaj yazıyorsun, emeğe saygılı ol. Yarın bir gün sen de bir siteye böyle bir yazı yazarsan ve sana da böyle mesaj atarlarsa sen de neden demek istediğimi anlarsın.
Teşekkürler ödev için. Sayenizde öğretmenim beğenecek inşallah. Sağolun ama biraz daha kısa olsaydı iyi olurdu. Teşekkürler. ALLAH sizden razı olsun. Yanıtla
KEÇİ CAN PAZARINDA Keçiciğin aklı bir karış havada ya, sürüsünü bir yana bırakmış, bir başına otlaya otlaya çekipgitmiş. Hain koca kurt, kaçırır mı; hemen görmüş keçiciği: “Heh, işte ağzıma lâyık bir lokma. Yaşasın!” demiş. Keçicik, bakmış can pazarı. Hiç kurtuluş murtuluş yok: “Eh, n’apalım, demek kaderimizde sana yem olmak varmış kurt .” demiş. “Madem ölüm ka- pıya geldi, bari bana biraz kaval çal ki, neşeleneyim, kendimi unutup öyle öleyim..”Kurt, “Son isteği zavallının… “demiş, bulmuşbir kaval, füyt füüyt çalmaya başlamış. Kurtçalmış, keçicik, oynamış. Derken ötelerden kaval sesini alan köpekler koşturmuşlar; gelmişler, kurdu önlerine düşürüp bir güzel kovalamışlar. Kaçmadan önce, kurt, durumu anlayıpoyuna geldiğini sezinlemiş: “Suç sende değil bende. Neme gerekti benim kaval çalmak, neme gerekti bana köçekli kur- ban!” demiş. Zamansız bir işe kalkışmanın sonu budur. Ölçmeli, biçmeli adımınıona göre atmalı. Tersi oldu mu, işte böyle Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurundan olur. Yanıtla
Bir soru soracağım, La Fontenie’nin fabllarının çoğunu “Kelile ve Dimne” ile “Binbir Gece Masalları”ndan alındığı söyleniyor, ne kadar doğru? Yanıtla
Gerçekten çok güzel. Ben siteler gördüm ama böyle site görmedim. Gerçekten çok teşekkür ederim. Çok güzel bir site kurmuşlar. Allah onların ne muradı varsa versin. Yanıtla
Gerçekten çok güzel. Ben siteler gördüm ama böyle site görmedim. Gerçekten çok teşekkür ederim. Çok güzel bir site kurmuşlar. Allah onların ne muradı varsa versin. Yanıtla
Çok teşekkür ederim ama Türkçe projem için mesela ne yazabilirim şöyle bir cümle var: “Çek şu ayaklarımı üzerimden.” demiş mi yoksa “Çek şu ayaklarımı üzerinde.” demiş, hangisi olabilir yardım edin? Yanıtla
Proje ödevimde çok yardımcı oldu teşekkürler, bilgi için diğer arkadaşların da kullanmalarını isterim. Yanıtla