Öne Çıkanlar

Bizim edebiyatımız, destan ve efsaneden halk hikâyesi ve mesneviye geçmiştir. Batı edebiyatı ise destan ve efsaneden roman ve hikâyeye geçiş yaparak farklı bir yol izler. Tanzimat sanatçıları, özellikle Batı’ya yaptıkları ziyaretlerde tanıştıkları roman ve hikâye türüne ait örnekleri Tanzimat edebiyatının oluşmaya başladığı dönemlerde Türk okuruna tanıtmak için ilk önce şiirde yaptıkları gibi batılı romancılardan çeviride bulunmuşlardır. Türk okurunun romanla tanışması, Sultan Abdülaziz döneminde sadrazamlık yapmış olan Yusuf Kamil Paşa’nın Fransız sanatçı Fenelon’un Telemak adlı eserinin çevirisi “Tercüme-i Telemak”ı yayımlamasıyla olmuştur. Daha sonra bu çeviriyi Victor Hugo’nun ünlü romanı “Sefiller” izler. Gazete sayesinde halka hızlı bir şekilde ulaştırılan bu çeviri romanlar daha sonra yazılacak olan Türk romanlarına da zemin hazırlamıştır.

Edebiyatımızdaki ilk roman Şemsettin Sami’nin Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat adlı eseridir. Sanatçının 1872 yılında yayımladığı bu romanla birlikte Türk edebiyatında günümüze kadar ulaşacak olan roman ve hikâye kültürü de başlamış olur. Bu eseri, edebiyatımızdaki ilk edebî roman olan Namık Kemal’in İntibah romanı takip eder. Bu eserler birçok teknik kusura ve acemiliğe rağmen edebiyatımızdaki roman macerasını başlatması açısından bizim için önemlidir.

Tanzimat döneminde anlatmaya bağlı edebi metinlerin genel özellikleri şunlardır:

  • Tanzimat’tan önce Türk edebiyatında olay çevresinde oluşan (anlatmaya ve göstermeye bağlı) edebi türler şunlardır: Halk hikâyeleri, destanlar, mesneviler, masallar ve geleneksel halk tiyatroları.
  • Tanzimat’la birlikte olaya bağlı edebi metinlere şunlar da eklenmiştir: roman, hikâye ve tiyatro.
  • Tanzimat döneminde roman, hikâye ve gazetelerde bölüm­ler halinde yayımlanarak (tefrika edilerek) okura ulaştırıl­mıştır.
  • Fransız edebiyatından çevirilerle başlayan roman türündeki gelişmeler, telif (yazarın kendi yaratımı) romanların yazılmasıyla sürmüştür.
  • Tanzimat edebiyatı romanlarında Doğu-Batı çatışması ile bundan doğan yıkımlar ve tarihteki başarılar öne çıkan konulardır.
  • Tanzimat edebiyatı romanları teknik olarak zayıftır, yazarlar romanın akışına müdahale eder, romanı genellikle bir öğütle bitirirler.
  • Roman ve hikâyelerde toplumu eğitme amacı öne çıkar; iyiler çok iyi, kötüler çok kötüdür, iyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır.
  • Roman türünün ilk örnekleri (Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat, İntibah, Felatun Bey ile Rakım Efendi) romantizm akımının özelliklerini taşır, ikinci dönemle birlikte realist romanlar (Sergüzeşt, Araba Sevdası) yazılmıştır.
  • Roman ve hikâyelerde divan edebiyatına göre sade bir dil kullanılmıştır.
  • Romanlar toplumu eğitmek için bir araç olarak görüldü­ğünden teknik bakımdan kusurludur.
  • Romanlarda (Felatun Bey’le Rakım Efendi, İntibah, Ser­güzeşt vb.) ilahi bakış açısı kullanılmıştır.