Öne Çıkanlar

Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun yazdığı bu romanda Nigar Hanım ve diğer hanımların Nurbaba’ya olan aşkları anlatılır. 1914 -1915 senelerinde yazılmış, önce tefrika edilmiş, 1922’de kitap olarak basılmış ve zamanının en çok satan romanı olmuştur.

Romanın Özeti:

“Nur Baba Dergahı” İstanbul’un yedi tepesinden birinde bulunmaktadır. Nur Baba, çocukken bu dergahın aslı belli olmayan cılız bir sığıntısıdır. Çocukluğunda hastalıklı ve çirkin biridir. Dergahın sahibi Afif Baba ölünce onun karısı Celile Bacı’yla evlenir ve dergahın sahibi olur. Nur Baba güzel sesli, kara sakallı, zevkine, şehvetine düşkün bir Bektaşi şeyhidir. Gözlerinde ve sesinde kadınları büyüleyen bir güç vardır. Dergaha düşen güzel ve zengin kadınlar kendilerini ve servetlerini bu adama kaptırmaktadır.

Nur Baba, Boğaziçi’nin eski şiir ve zevk alemlerinden kopup gelen Ziba Hanım’ı elde etmiştir. İkisi arasındaki ateşli aşk biraz zaman geçince küllenmeye başlamıştır. Nur Baba Ziba Hanım’ın yeğeni Nigar Hanım’ın da aralarına katılmasını ister; ama Ziba Hanım buna karşı çıkar. Nur Baba Nigar’ı elde edebilmek için değişik aşk oyunlarına ve hilelere başvurur. Dinsel ayinleri insanları elde etmede bir araç olarak kullanmaktadır. Nigar, bir sefirin güzel karışıdır. Halası Ziba Hanım’ın da etkisiyle tarikata girip Bektaşi olur. Nur Baba Nigar’a çok ilgi gösterir. Aralarında büyük bir aşk doğar. Hiçbir şeyden çekinmezler. Nur Baba, Nigar’ı ikna ederek evini, kocasını, çocuklarını bırakıp kendi yanına gelmesini sağlar. Nigar; canını, malını, rahatını feda eder, mallarını dergaha bağışlar.

Beş-altı yıl içerisinde dem alemlerinin yoğunluğu, arasız muhabbetler, Nur Baba’nın yorucu aşkı Nigar’ı çökertmiş, tanınmaz hale getirmiştir. Saçları ağarmış, sesi içki ve sigaranın, bağırıp çağırmaların etkisiyle kısılmıştır. Bu yüzden Nur Baba’nın yanında itibarı azalır. Nur Baba, dergahın genç ve güzel müridi Süheyla ile evleneceğini söyleyince Nigar tamamen yıkılır.