Öne Çıkanlar

Sözü kapalı bir şekilde anlatma sanatına kinaye denir. Bunun için şair, hem gerçek hem de mecaz anlama gelen sözcüklerden yararlanır. Sanatçı, bir sözcüğü hem gerçek hem de mecaz anlama gelecek şekilde kullanarak anlatımda kinayeden yararlanır. Kinayede bir gerçek bir de mecaz anlam bulunur. Ancak sözcüğün mecaz anlamı, gerçek anlamını bastırmış durumdadır. Buna rağmen söyleyişte gerçek anlamın anlaşılmasına engel olacak bir durum yoktur. Bu söz sanatı sözün açıkça söylenmesinin hoş olmadığı durumlarda alay, şaka ve sitem için kullanılır. Böylece asıl amaç, dolaylı olarak söylenmiş olur.

Kinaye Sanatına Örnekler:

Örneğin bir insan için “O, eli uzun biridir.” dediğimizde aslında onun “hırsız” olduğunu vurguluyoruz. Ama gerçekte bu kişinin “el”i uzun da olabilir. Yine cömert kişiler için “eli açık” ifadesini kullanırız. Gerçekte kişinin eli açık olabilir; ama burada esas anlatılmak istenen sözcüğün mecaz anlamında gizlidir. “Eli açık” sözü ile kişinin cömertliğine vurgu yapmaktayız.

“Bulamadım dünyada gönle mekân
Nerde bir gül bitse etrafı diken”

Bu dizelerde kinaye vardır. “Gül” ve “diken” sözcükleriyle kinaye yapılmıştır. Gerçekte her gülün etrafında diken de vardır. Bu gerçek anlamdır; ama kastedilen bu değildir. Bundan hareketle mecaz anlam anlatılmak istenmiştir: Nerede bir iyilik, güzellik varsa onun etrafında kötülükler de vardır.

“Dadaloğlu’m der ki belim büküldü
Gözümün cevheri yere döküldü”

Birinci dizede “beli bükülmek” sözlerinde kinaye vardır. Gerçekte Dadaloğlu’nun ihtiyarlık veya hastalık nedeniyle beli bükülmüş olabilir. Ama şairin anlatmak istediği bu değildir. O. çektiği sıkıntıların büyüklüğünü, çokluğunu anlatmak için “beli bükülmek” sözlerini kullanmıştır.

“Dilber bezme (meclise) gelince yüzü güldü âşıkın”

Bu dizede “yüzü güldü” sözleri ile kinaye yapılmıştır. Burada anlatılmak istenen sevgilinin geldiğini gören âşığın “gülme’si, “bu duruma çok sevinmesi’dir.