Öne Çıkanlar

Eylemlerden belirli eklerle türetilip ad, sıfat veya belirteç görevinde kullanılan sözcüklerdir. Adından da anlaşıldığı üzere, eyleme benzeyen ancak eylem gibi çekimlenemediği için eylem olmayan sözcüklerdir.

Yağmurun yağması, çiftçileri çok sevindirdi.

Bu cümlede “yağ-” eylemi, “-ma” ekini aldıktan sonra bir de adlara gelen tamlanan ekini (-sı) almış. Yani bu sözcük, isim gibi kullanılmış. Ayrıca, cümleyi “Yağmurun yağmaması, çiftçileri kara kara düşündürüyor.” biçiminde söylediğimizde aynı eylemin, “eylem olumsuzluk eki” olan “-ma”yı aldığını yani eylem anlamını devam ettirdiğini, eylem gibi kullanıldığını görüyoruz. İsim çekim eki (-sı) alan, eylem gibi çekimlenmeyen; ama eylem olumsuzluk ekini alarak eylem anlamını taşıyan bu sözcük, bir eylemsidir.

Bozulan konserveleri fabrikaya iade etti.

Bu cümlede “bozul-” eylemi, “an-” ekini alarak “konserve” adının sıfatı olarak kullanılmıştır. Cümleyi, “Bozulmayan konserveleri rafa dizdi.” biçiminde söylersek, sıfatın aynı zamanda, eylem olumsuzluk ekini (-ma) aldığını, yanı eylem anlamını devam ettirdiğini görüyoruz. Aldığı ekle sıfat alarak kullanılan, aynı zamanda eylem anlamı taşıyan bu sözcük bir eylemsidir.

Yaz akşamları, eve ancak hava kararınca girerdik.

Bu cümlede “karar-” eylemi “-ınca” ekini alarak “gir-” eyleminin zamanını belirtmiş, belirteç olarak kullanılmıştır. Cümleyi “Yaz akşamları hava kararmayınca eve girmezdik.” biçiminde söylersek, belirtecin aynı zamanda eylem olumsuzluk ekini (-ma) aldığını görürüz. Aldığı ekle belirteç olarak kullanılan, aynı zamanda eylem anlamı taşıyan bu sözcük bir eylemsidir.

Verilen örneklere göre, eylemlerden türeyen eylemsiler; ad, sıfat, belirteç görevinde kullanılmaktadır. Buna göre eylemsiler üçe ayrılır:

1. İsim-Fiil (Adeylem)

Fiillerden “-me (-ma), -mek (-mak), -iş (-ış, -uş, -üş)” ekleriyle türetilip isim görevinde kullanılan sözcüklerdir.

Haftanın ilk günü okula gitmekten hoşlanmazdı.

Bu cümlede eylem (git-), “-mek” ekini alarak eylemsi olmuştur. Çünkü bu sözcüğe, eylem olumsuzluk ekini getirebildiğimiz gibi, sözcüğün, ad çekim eki olan “-den hal eki”ni aldığını görüyoruz.

Aşağıdaki örneklerde, koyu yazılan sözcükler isim-fiildir.

Kitap okumak en büyük tutkumdur.
Çocuk yatmamak için türlü bahaneler öne sürüyordu.
Yol kenarları, parklar çiçeklenmeye başladı.
Üç günden beri aramamasına üzüldüm.
Öğretmenimizin şiir okuyuşunu çok beğeniyorum.
Söz verdiği halde gelmeyişine kızdım.

Adeylemler, kalıplaşarak sıfat görevinde kullanılabilir.

Babam süzme yoğurdu çok sever.
İki yakayı asma köprüyle birbirine bağlayacaklar.

Bu cümlelerde, isim-fiil ekini alan “süzme, asma” sözcükleri, “yoğurt, köprü” adlarını niteleyerek sıfat görevinde kullanılmıştır.

Not: Eylem olumsuzluk eki “-ma, -me” adeylem eki “-ma, -me” ile şekilce benzerlik gösterir. Cümlenin anlamından bunu fark edebiliriz.

Bu okula gitme konusunda karar sizin.
Eğer hastaysan, yarın okula gitme, dedi.

Birinci cümlede “gitme” sözcüğü, adeylem ekini alarak eylemsi olmuştur, ikinci cümlede, “gitme” sözcüğü, emir kipinin 2. tekil kişisi ile çekimlenmiş, olumsuzluk ekini (-me) almış bir eylemdir.

Not: Bazı eylemler, adeylem eklerini alıp kalıplaşarak bir varlığa ad olur. Bu sözcükler artık eylemsi değildir.

Şu kazmayı küreklerin yanına koyun.
Burayı kazmayı sakın unutmayın.

Birinci cümlede “kaz-” eylemine gelen “-ma” eki, onu kalıcı bir ad haline getirmiş, sözcük, eylem anlamını tamamen yitirmiş. İkinci cümlede ise “kaz-” eylemi “-ma” ekini almış; ama eylemsi anlamını yitirmemiştir. Böylece ikinci cümledeki “kazmayı” sözcüğünü “Burayı kazmamayı kararlaştırdık.” biçiminde, eylem olumsuzluk ekiyle birlikte kullanabilir ve onun eylemsi olduğunu açıkça görebiliriz.

Aşağıdaki cümlelerde, adeylem ekini aldığı halde bir varlığa ad olarak eylemsi özelliğini kaybeden sözcükler koyu renk olarak yazılmıştır.

Ahmet dünkü YGS denemesine girmemiş.
Gerekli bilgileri danışmadan alabilirsiniz.
Dondurma, en çok, yaz aylarında tüketilir.

2. Sıfat-Fiil (Ortaç)

Eylemlerden -an(-en), -ası(-esi), -mez(-maz), -ar(-er, -r), -dik(-dık, -tik, -tık), -ecek(-acak), -miş(-mış)” ekleriyle türetilip sıfat görevinde kullanılan sözcüklerdir.

Harman yerinde, sararmış otlar bir köşeye yığılmıştı.

Bu cümlede, “sarar-” eylemi, “-mış” ekini alarak “ot” adını niteleyen bir sıfat olmuştur. Eylem olumsuzluk ekini (-ma) de alabilen (sararmamış) bu sözcük aynı zamanda eylem anlamı taşımaktadır. Dolayısıyla “sararmış” sözcüğü sıfat-fiildir.

Aşağıdaki cümlelerde koyu yazılan sözcükler, sıfat-fiildir.

Kırılan camı değiştirmek için camcı çağırdık.
Burası gerçekten görülesi bir yermiş.
Kervanımız geçilmez çölleri geçti.
Küçük kasabalarda hep bildik sorunlarla karşılaştık.
Bize, evde, yapacak bir iş bırakmamıştı.

Sıfat-fiiller, öteki sıfatlar gibi adlaşabilir.

Soruyu bilenler ödüllendirildi.
Tanıdıkları onu artık aramıyordu.
Çocuk gördüklerini annesine anlattı.

Sıfat-fiiller, “-dik” ve “-acak” ekiyle birlikte tamlanan (iyelik) eki alabilir.

Gideceğim günü size haber veririm.
Sanatçı, yazdığı mektupları kitap haline getirmiş.
İstediğiniz kitapları adresinize yollayacağız.

Sıfat-fiiller bazen sıfat görevinde kullanılmayabilir.

Bu konuyu daha önce öğrendiğimi söylemedim.
Onun beni kırmayacağını sanıyorum.
Bu görevi çok istediğinizi biliyorum.
Yakında geleceğimi ona haber verin.

Not: Sıfat-fiil eklerini alan bazı sözcükler kalıcı isim olur

Geçmişini bilmeyen geleceğine yön veremez.
Yoksullara yakacak yardımı yapıldı.
Ünlü yazarla okurlar arasında sıkı ilişki olmalı.
Evimizin giderlerini düzene sokmalıyız.
Bu su, nisan ayında çağlayan haline gelirdi.
Sabahları dolmuşa yetişmek için koşturuyordu.

3. Bağ-Fiil (Ulaç)

Eylemlerden “-ip, (-ıp, -up, -üp), -erek (-arak), -meden (-madan), -meksizin (-maksızın), -dikçe (-dıkça, -tıkça), -ince (-ınca),-eli (-alı),-ken,-a (…-a …-a), …-r …-mez (…- r …-maz), -esiye (-asıya), -casına (-cesine)” ekleriyle türetilip zarf görevinde kullanılan sözcüklerdir. Cümleleri zaman veya durum yönüyle tamamlar.

Kasadaki domatesleri, seçerek aldı.

Bu cümlede, “seç-” eylemi, “-erek” ekini alarak yüklemin nasıl yapıldığını belirtir. Yani belirteç görevindedir. Bu sözcük, eylem olumsuzluk ekini (-me) de alabildiği için bağ-fiildir.

Aşağıdaki cümlelerde koyu renkli sözcükler bağ-fiildir ve bunların cümleye kattığı anlamlar karşılarında verilmiştir.

Çocuklar güle oynaya evlerine gittiler. (durum)
Dersten onu beş geçe çıktılar. (zaman)
Zaman yel olup akıyor, kuş olup uçuyor. (durum)
Çiftliğe doğru istemeyerek yürüdü. (durum) 
Sorulara düşünmeden cevap verdi. (durum)
Yine farkına varmaksızın senli benli olduk. (durum)
Çocuğun yüzüne baktıkça onu hatırlıyordu. (zaman)
Akşam olunca komşular bahçede toplanırdı. (zaman)
Okulunu bitireli bir yıl bile olmamıştı. (zaman)
Ders çalışırken odada kimseyi istemezdi. (zaman)
Sofraya oturur oturmaz bir bardak su istedi. (zaman)
Toprak yağmuru doyasıya içmişti sanki. (durum)
Yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyordu. (durum)

Zarf fiil eklerinden “-ken” ad soylu sözcüklere de eklenebilir. Bu durumda, eklendiği sözcüğe zarf görevi kazandırır ama onu eylemsi yapmaz.

Yağmur yağarken evden dışarı çıktım.
Konuya başlarken bazı kaynak kitaplar tavsiye etti.
Dün evdeyken kapının zili çalıverdi.
Babam öğrenciyken burada kimsecikler yokmuş.

Bu cümlelerin birincisinde “yağ-” eylemine gelen ve ikincisinde “başla-” eylemine gelen “-ken” eki zarf-fiil oluştururken, üçüncüsünde “ev” ismine, dördüncüsünde “öğrenci” ismine geldiği için zarf-fiil oluşturmamıştır.

Not: Bazı sözcükler bağ-fiil eki almış görünse de bağ-fiil olmayabilir.

Ona danışmadan bu konuda karar verme.
Başvuru için danışmadan belge alabilirsiniz.

Bu cümlelerin birincisinde “danışmadan” sözcüğü “danış-” eylemine getirilen “-madan” ekiyle yapılan ve eylemin nasıl yapılacağını, durumunu bildiren bir bağ-fiildir. İkinci cümlede ise “danışma” adına “-den” hal eki getirilmiştir. Dolayısıyla bağ-fiil değildir.

Aşağıdaki cümlelerde, şekilce zarf-fiillere benzeyen ama fiilimsi olmayan sözcükler koyu olarak yazılmıştır.

Annemin yaptığı sarmadan iki tane aldım. (ad)
İnşaattaki tahta kalıp bugün sökülecek. (ad)
 
Ayrıca Bkz. Fiilimsiler Konu Testleri