Türk Edebiyatının Dönemlere Ayrılmasındaki Ölçütler

Toplumun yaşadığı coğrafi çevre, toplum hayatında meydana gelen siyasal ve toplumsal gelişmeler edebiyatı doğrudan ilgilendirir.

Savaşlar, göçler, din ve medeniyet değişiklikleri edebiyata farklı biçimlerde yansır. Bazen bunlar mevcut edebiyatın içeriğini ve özelliğini değiştirebilir. Bunun sonucunda edebiyat tarihinde dönemler meydana gelir.

Türk edebiyatı, başlangıçtan günümüze kadar üç farklı medeniyetin (Göçebelik, İslamiyet, Batı) etkisinde gelişmiştir.

Türk edebiyatında; İslamiyet öncesinde (destan döneminde) kavmi özellikler, İslamiyet etkisindeki (dini) dönemde dinin, Batı uygarlığı etkisindeki (modern) dönemde akıl ve mantığın etkisi çoktur.

Türk edebiyatının dönemlere ayrılmasında kullanılan ölçütler şunlardır:

  • Din değişikliği,
  • Lehçe ve şive farklılıkları,
  • Kültürel değişim,
  • Coğrafi değişim

1. Din Değişikliği

İslamiyet’in kabul edilmesinden önce de Türklerin birkaç defa din değiştirdiğini biliyoruz, önce büyü ve sihre dayalı Şamanizm inancına mensup olan bazı Türk boyları daha sonra Mani ve Budha (Buda) dinlerine girmişlerdir. Şüphesiz bu değişiklik edebi eserler üzerinde de tesirini gösterir. Nitekim Göktürk Kitabelerinde ve eski Türk destanlarında bir Gök Tanrı’dan bahsedilirken Mani ve Budha dinleriyle ilgili metinlerde daha farklı bir inanç sisteminin övgüsü yapılmaktadır.

Edebiyatımızda asıl köklü değişiklik 10. yüzyıldan itibaren İslamiyet’in kabul edilmesiyle kendini göstermiştir. Başta Karahanlı Devleti olmak üzere Gazneliler, Harzemşahlar ve Selçuklular bünyesinde yeni ve güçlü bir edebiyatın başladığı görülür. Bu değişiklik sadece edebiyatla sınırlı kalmamış; resim, minyatür, ağaç işlemeciliği ve mimaride de kendini göstermiştir. Hatta hat sanatı gibi yeni bir sanatın da başlangıcı olmuştur.

XI. ve XII. yüzyıllarda Müslüman Araplar ve İranlılarla iyi ilişkiler kuran Müslüman Türkler, artık İslam medeniyeti dairesinde yer alacaklardır. Edebi, kültürel ve siyasi alanlarda karşılıklı etkileşime ve İslam’ı inanca bağlı olarak yeni dünya görüşünün ifadesi olan bir edebiyat başlamıştır. Bu edebiyat gelişerek Tanzimat dönemine kadar devam etmiştir. Bu, şekil, muhteva ve gaye değişikliğini dikkate alarak, edebiyatımızın X. yüzyılda öncesini ve sonrasını kendi ölçüleri içinde inceliyoruz.

2. Lehçe ve Şive Farklılıkları

Asya’nın ve Avrupa’nın çeşitli bölgelerinde başlayıp gelişen Türk edebiyatlarını birbirinden ayıran yalnızca şekil, muhteva ve gaye farklılığı değildir, önemli bir faktör daha vardır ki, bu da edebi eserin asıl malzemesi olan dilde ortaya çıkmaktadır. Bu farklılıklara lehçe veya şive farklılığı denir.

Bir dilin bilinemeyen bir dönemde ayrılan kollarına lehçe denir. Türkçenin Yakutça ve Çuvaşça olmak üzere iki lehçesi vardır. Yakut ve Çuvaş Türkçeleriyle, Türkiye Türkçesi arasında büyük ses, kelime ve şekil farklılıkları mevcuttur.

Bir dilin takip edilebilen tarihi seyri içinde ayrılan kollarına ise şive denir. Türkçenin tarihi gelişimi tam olarak 8. yüzyıldan itibaren takip edilebilmektedir. Bu nedenle elimizde bulunan ilk yazılı örnekler (Orhun Kitabeleri) esas alınmıştır. Bu eserler Göktürk alfabesiyle yazılmış olup, Eserlerin dili ise Göktürkçe (Köktürkçe)dir. Şiveler arasındaki ayrılıklar, kelimelerin yapı, çekim ve fonetik (ses) özellikleriyle ilgili farklılıklardan kaynaklanmaktadır. Bu farklılıklar dikkate alınarak Türkçenin birkaç çeşit tasnifi (sınıflandırılması) yapılmıştır.

Çağdaş Türk edebiyatlarını; Azerbaycan Türk edebiyatı, Kırgızistan Türk edebiyatı, Kazak Türkleri edebiyatı, Özbekistan Türk edebiyatı şeklinde birbirinden ayırırken kullanılan kıstas, bu edebiyatların farklı coğrafyalarda oluşan değişik şivelere ait olmalarıdır.

3. Kültürel Değişim

Kültür, bir milletin dil, din, duygu, düşünce ve yaşayış tarzındaki bütünlüktür. Bunlarda başlayan değişme, kültürel farklılaşmayı ortaya çıkarır. Türkler, İslamiyet öncesinde atlı-göçebe hayat tarzını sürdürmekteydiler. Bu hayat tarzı, yerleşik hayata geçişle birlikte terk edilirken, ‘bozkır kültürü’ olarak adlandırdığımız bu kültür de yavaş yavaş terk edilmiştir. İslamiyet’i kabul eden Türkler, bu dini inancın kabullerine ters düşmeyen bazı geleneklerini de sürdürmüşlerdir.

Uzun bir dönemde değişime uğramayan Türk – İslam kültürü, etkisini edebi alanda da göstermiştir, İslamiyet’in kabulünden Tanzimat dönemine kadarki Türk edebiyatında dini muhteva her zaman ağırlıklı olmuştur. Tanzimat döneminde ise, edebi eserlerin şeklinde ve muhtevasında büyük değişmeler olmuştur. Gerek Tanzimat Fermanında (1839), gerekse onun tamamlayıcısı niteliğindeki Islahat Fermanı’nda (1856) ifade edilen siyasi, askeri, ekonomik ve diğer alanlardaki değişiklikler doğrudan Batı medeniyeti esas alınarak düzenlenmiştir. Bu durum devletin Batı medeniyeti dairesine girmeyi resmi bir politika haline getirmesi demektir. Yapılan çalışmalar kısa zamanda meyvesini vermiş; devlet, halkıyla ve yönetimiyle hızlı bir değişim sürecine girmiştir. Sanatkâr da kendi alanıyla ilgili yenilikleri ülkesin taşımaya başlamıştır. İstanbul’da sosyal hayat değişmiş, sanat eserleri kendi malzemesinin oluşumunda etkili olmaya başlamıştır. 10. yüzyıldan itibaren Acem ve Arap edebiyatlarının etkisiyle ve İslami düşünceye dayalı olarak başlayıp daha sonra milli bir hüviyet kazanan yazılı Türk edebiyatı, bu kez Batı medeniyetinin ve Fransız edebiyatının etkisiyle 1860’lı yıllardan sonra yavaş yavaş yeni bir çehreye bürünmüş ve yeni bir kimlik arayışına girmiştir.

Bütün bu değişmeler dikkate alınarak 1860 yılını esas kabul edip, bu tarihten sonra gelişen edebiyatımız Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı olarak adlandırılmış ve bu dönem kendi ölçüleri içinde değerlendirilmiştir.

4. Coğrafi Değişim

9. ve 10. yüzyıllarda bazı Türk boylarının ayrı devletler kurup kendi yazı dillerini oluşturmuşlardır. Farklı coğrafyalarda ve değişik kollar halinde gelişen dilimizin bugün Azeri Türkçesi, Kırgız Türkçesi, Özbek Türkçesi, Türkiye Türkçesi ve Balkan Türkçesi gibi birçok şivesi vardır.

Özetle;

Türk Edebiyatının dönemlere ayrılmasında;

  • Dil anlayışı
  • Dini hayat
  • Kültürel farklılaşma
  • Sanat anlayışı
  • Coğrafya değişimi
  • Lehçe ve şive ayrılıkları etkili olmuştur.

232 Yorum Var: “Türk Edebiyatının Dönemlere Ayrılmasındaki Ölçütler

    1. Ben de sınava hazırlanıyorum Allah zihin açıklığı versin.

    1. Bizce biraz daha Yazım Kuralları konusuna bakmalısın, “ben de” ayrı yazılması gerekir çünkü :)

  1. Bence çok genel, lütfen daha önemli bilgileri vurgulayın. Yine de teşekkürler ama örnek sorularla desteklerseniz iyi olur.

  2. Sitenizi çok beğeniyorum fakat diğer arkadaşların da söylediği gibi sadece işimize yarayacak önemli bilgileri paylaşmanız herkes için daha iyi olur diye düşünüyorum. Eylül’e kaldım ve sınavlara buradan çalışıyorum. Teşekkür ederim böyle bir site yaptığınız için.

  3. Biraz kısaltma yapılabilir ben öyle yaptım okulun 2. günü bu ödev verildi lise 2 :D neyse sırf hocaya alıştığım için :D kısalta kısalta yazdım teşekkürler :D iyi geceler.

    1. Aynen bizde de lise 2 ilk haftası verildi sözlü yapılacak maalesef (:

  4. Evet ben de katılıyorum arkadaşlara bence de güzel olmuş ama bir iki soruyla tamamlayabilirdiniz yine de teşekkürler.

  5. Çok teşekkürler, sınava hazırlanabildim ama inşallah Hakan hoca sınav sorularını kolay sorar.

  6. Ellerinize sağlık, Ayşegül hocam canım hocamın ödevini buradan yapmak sizin onur duymanızı gerektiren bir şeydir :D Teşekkürler. :D ama + alamazsam sorarım size :D

  7. Bizim hocamız divan edebiyatını, halk edebiyatını filanda anlattı fakat burada yazılmamış ve bulamadım da bana yardımcı olur musunuz kafam karıştı :-(

  8. Gerçekten süpersiniz tüm bu bilgiler için teşekkür ederim, şimdiden artı puanı görebiliyorum :-D

  9. Çok uzun diyenler sanırım arasından işlerine yarayacak bilgiyi çıkarmaktan mahrum.

    1. Olmadı bir de senin için onu yaparlardı istedikçe istiyorsunuz yemin ederim.

  10. Çok teşekkür ederim harikasınız, arkadaşlarıma tavsiye edebileceğim ölçüde harika.

  11. Siteniz gerçekten çok güzel. Birçok konuyu bulabiliyorum fakat daha özet şeklinde olsa daha iyi olurdu ve sadece yazı değil, tablo şeklinde de anlatım koyabilirsiniz.

  12. Güzel olmuş ama bu kadar insan yorum yazmış siz cevap vermemişsiniz. Eğer insanlara değer veriyorsanız ki bu kadar uğraştığınıza göre öyle olmalı. Lütfen yorumlara cevap yazın. Zorunlu değil tabii ama bu insanları mutlu eder. Umarım karıştığım için kızmamışsınızdır.

  13. Kim yaptıysa eline sağlık güzel olmuş. Okuyan arkadaşlar size de kolay gelsin.

  14. Eyvallah işime yaradı yalnız en sona özetle diye koyduğunuzu görünce Allah belanızı diye saydırdım o ayrı :D

  15. Şu anda lise 10’da okuyorum en son yorumlar ise 2014 yılında yapılmış. Bir değişik hissetim şimdi ise bu yorumu yapanlar belki mezun olmuşlardır ve sen her günün kıymetini bil ilerde güzel bir hayatın olacak ve derslerine iyi çalış sonra kafanı duvara vurma keşke çalışsaydım diye. Annenize babanıza sarılmadan bir gün geçirmeyin, ileride onlar olmayacak ve tek başına kalacaksın hayatınızda bir ömür mutluluklar dilerim…

Buse için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir