Salaman u Absal

Lamiî’nin bu eseri, temelde Molla Camî’nin eserinden çeviridir. Ancak şair, eserini sadece bir çeviri olarak bırakmamıştır. Hikâye içerisine olay örgüsünden bağımsız olarak aşk, ev­lilik gibi konularla ilgili didaktik nitelikte ilaveler yapmıştır. Mesnevideki şahıslara ve var­lıklara birtakım anlamlar yükleyerek onları sembolleştirmiştir. Aruzun “fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün” kalıbıyla yazılan eser 1903 beyitten oluşur. Konusu şöyledir:

Yunan ülkesinin evlat hasreti çeken bir hükümdarı vardır. Hükümdarın danışma­nı, onun için sihirle annesi olmayan bir çocuk meydana getirir. Çocuğa Salaman adı verilir. Sütanne olarak Absal adlı bir genç kız seçilir. Salaman büyüdükçe Absal ona âşık olmaya başlar ve Absal’ı da kendisine âşık etmeye çalışır ve bunda başarılı olur. Bu aşk ilişkisinden haberdar olan hükümdar, âşıkları ayırmaya çalışır. Bunun üzerine iki âşık kaçmaya başlar; aşılmaz dağları aşar, derin vadileri, engin denizleri geçerler ve bir adada yaşamlarını sürdürürler. Onların bu hâllerinden haberdar olan hükümdar önce yardım eder. Ama uzun süre geri dönmedikleri için hiddetlenir ve iki âşığın bir­likteliğine sihir yoluyla engel olur. Bunun üzerine geri dönüş yoluna çıkarlar. Yolcu­luk sırasında birtakım olağanüstü tehlikelerle karşılaşırlar. Bu tehlikeleri Hızır’ın yar­dımıyla aşarlar ve Yunan ülkesine geri dönerler. Hükümdar yine âşıkların ayrılması­nı ister. Bunun üzerine onlar da yine kaçıp yaktıkları ateşe atlayarak kendilerini öl­dürmek isterler. Bu girişim sonucunda Absal ölürken Salaman babasının yardımıy­la kurtulur. Ancak sevgilisinin ölümüyle Salaman kahrolur ve sevgilisini döndürebi- leceğini vaadeden hükümdarın danışmanının eğitimine girer. Bu süreçte bilge danış­man onun aşkının boyutunu değiştirerek Salaman’ı ebedî güzelliğin âşığı hâline geti­rir. Onun bu hâlini gören hükümdar, öğütler vererek tacını ve tahtını Salaman’a bıra­kır.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir