Öne Çıkanlar

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Mahmudiye Rüştiyesi’nde okudu, 1878’de Mülkiye’ye girdi, hastalanması yüzünden buradaki öğrenimini yarıda bıraktı (1880), 1908 Meşrutiyetine kadar kısa süreli bir iki memurluğu bir yana bırakılırsa, hayatını hep kalemiyle kazandı; 1887’de Tercüman-ı Hakikat gazetesinde başlayan yazarlığı, Kütahya milletvekili olduğu yıllar (1936-1943) dışında, ömrü boyunca devam etti. Yazarlığının en verimli dönemi 1921-1924 yıllarıdır. Hayatının son 31 yılını Heybeliada’daki köşkünde geçirdi. Heybeliada’da Abbas Paşa Mezarlığı’nda gömülüdür.

Edebi Kişiliği

Servetifünuncuların çağdaşı ve yaşıtı olduğu halde, o topluluğa girmemiş olan Hüseyin Rahmi, daha ilk romanı Şık ile tanındı; Ahmet Mithat bu romanı gazetesi Tercüman-ı Hakikat’te tefrika etmiş, Hüseyin Rahmi’yi de gazeteye yazar olarak almıştı (1888). Hüseyin Rahmi, gazetecilik hayatında ilk üç, dört yıl çeviri ile uğraştı, sonra İffet (1896) ile peş peşe kendi romanlarını yayımlamaya başladı. Özellikle sosyal sorunları, bâtıl inançları, aile geçimsizliklerini, yüzeyde kalan Batılılaşmaları, ruh hastalarını konu edinen romanlarında daima gözlemden hareket eden bir realist natüralist yöntemiyle eski İstanbul’un gündelik hayatından çok canlı sahneler yansıttı; çokluk halk çevrelerinden seçtiği kişilerini büyük bir ustalıkla konuşturdu. (daha&helliip;)