Öne Çıkanlar

Matematiğin Matemi
 
Duydum ki sonsuzlardaymışsın.
Bindim sayı doğrusuna,
Işık hızıyla geleyim dedim sana.
Ama yaklaştıkça küçülüyordum,
Vardım dediğim noktada,
Sıfır olmuştum ve anlamıştım artık,
Meğerki Limitmiş sana yakınlığım,
Üstelik bir de sonsuzluktaaaa…
 
Kaçan kovalanır demişlerdi, anlamamıştım.
3 kuruşluk değeri olan birine,
4 kuruşluk değer verirsen,
Artan 1 kuruşa seni satar demişlerdi, anlamamıştım.
3 kuruş,4 kuruş, artan 1 kuruş,
Ya enflasyon olsaydı,
Beni zararına yine satar mıydın?
Köklerimi soruyordun durmadan,
Yoksa yoksa, benimde mi köklerimi kurutacaktın.
Zaten 1981. dereceden kökün içine öyle bir girmiştim ki çaresizdim,
Oysa beni bulup çıkarmanı ne çok istemiştim (((
 
Hâlbuki ben aramızdaki yaş farkını hiç sorun etmemiştim.
Sen ise kendini şoklatmış derin dondurucuya şifrelemiştin.
Bi de not bırakmıştın hiç utanmadan:
Aşkım! Bugün günlerden 7 Nisan 2005
923 gün 10 saat sonra akrep ile yelkovan arasındaki
Küçük açı ne zaman büyük açı olmaya niyetlenirse bu kapak açılacak.
Durdum “de get” dedim. Sonra, zaten yavaş giden akrebe gıcık olduğumdan pili çıkardım…
 
Biliyorum, SEN çabuk olgunlaştın, hep bir adım öndeydin.
Biliyordun, BEN çabuk öğrenirdim, yetişirdim sana.
Ondan derdim ya “Kaçma! Hızını ve hırsını gel benden çıkar”
Ama dinlemedin… oooof of.
Hep şükrederim, iyi ki feleğin çemberinde hareket ediyoruz diye,
Yoksa bir daha asla, yan yana gelemezdik.
 
Bak! Yemin ederim bir fonksiyon tanım kümesine nasıl bağlıysa,
Bende sana öyle bağlıydım.
Tek çift fonksiyon hiç ayırt etmedim.
Benim için artının eksinin önemi yoktu, beni bilenler bilir.
Gel, değer kümeme bak! Var mı değersiz bir şey…
 
Ben de, sen daha tanımlanamamış bir kümeydin,
Tümleyenin senden küçüktü.
Diğer kümelerden farkın evrenseldi
İstedim ki birleşelim, diğer kümeler altkümemiz olsun.
Hey hat bunu sen mi istedin deyip de bana,
Boş kümeyi bile alt küme yapıp da yüzüme bile bakmayan sen değil miydin?
 
Tamam tamam, kabul ediyorum, çok bilinmeyenli bir denklemdin.
Bu durumdan sende ben gibi rahatsızdın, sadeleşmek istiyordun.
Bıraksaydın ben seni öyle bir çarpanlarına ayırırdım ki,
Parçaların senden büyük olurdu.
Köklerin karmaşık da değildi, üstelik deltan sıfırdan da büyüktü.
Sarrusla elele verip, determinalden binip, seni özgürlüğüne kavuştururdum.
 
Sen gidince türevimi almaya kalktılar çok korktum ilk defa alacaklardı,
Hangi değişkene çalışıyorsun dediler,
Valla kendimden başka kimseye çalışmıyorum dedim ağlayarak.
Yoook yook gülme, bu sefer yağmur yağmıyordu.
Akıllı ol dediler, başındaki ağırlığı azaltacağız dediler,
Tekrar integralini alır seni eski haline dönüştürürüz, dediler.
Hem de kimseye yapmadığımız x=tant/2 dönüşümüyle, dediler.
Allah var çok heyecanlanmıştım birden,
Bir ara gaza gelip alın be canınız sağ olsun diyecektim,
Ama durdum türevim bile alınacaksa, alan sen olmalıydın.
Ve onları uyardım, almayın yazık olur size dedim beni dinlemediler.
1. Türevimi aldılar benim değişmediğimi gördüler şaşırdılar.
2. Türevimi aldılar ben hala aynı benim ama onlar sarardılar.
3. Türevimi aldılar ben kendimi görmekten bıktım onlar kızardılar
4. Türevimi aldılar benim uykum geldi onlar kaçtılar
Anladılar tabii alan almış bu çocuktan alacağını.
Ama bir şeyi de ben anladım, onlarda herkes gibi beni e üzeri x sandılar…
 
Senden sonra ben çok ağladım,
Gözyaşlarım desimetrik akıyordu
Akan damlaların t değişkenine bağlı parametrik bir denklemini yazdım
Ama değişken yerine koyacak bir doğal sayı bulamadım, bulamadım.
Gözyaşlarımın tuz yüzdeleri birbirine uymuyordu ve ben sinirleniyordum
Önümdeki kap niye dolmuyordu denklem mi yanlıştı
Yüzdeler neden birbirine uymuyordu ben hala ağlıyordum
Söyleyin bana, ben niye ağlıyordum ve ben neye ağlıyordum…
 
                                                                         Mahmut Fıstıkcı